Bay Haviland'ın golf sopalarını havaalanına götürüyordu. | Open Subtitles | هو كَانَ يَأْخذُ السّيدَ هافيلند النوادي إلى المطارِ. |
Dedektif ve uzmanlar şu sıralarda delilleri inceleyerek Tom Haviland'ın aleyhinde bir dosya hazırlıyorlar. | Open Subtitles | المخبرون وخبراء forensics يُدقّقُ في الدليلِ a هذه الساعةِ، يَجْعلُ حالتَهم ضدّ الممثلِ توم هافيلند. |
Şimdi şehir merkezindeki konferans salonunda canlı yayın için bekleyen Tom Haviland'ın avukatına hikâyeyi tekrar özetleyeceğiz. | Open Subtitles | نحن سَنُلخّصُ القصّةَ كما نَنتظرُ لa يَعِيشُ غذاءاً مِنْ a مؤتمر مدينةِ صحفي مَع مُحامي هافيلند. |
Birçok tanık zaten Haviland'ın cinayet anında dışarıda olduğuna dair polise ifade verdi. | Open Subtitles | عِدّة شهود عِنْدَهُمْ مُتَكَلّمة مع الشرطةِ حول أعمالِ هافيلند خارج القتلِ... |
Tom Haviland'ın avukatları vazgeçecek gibi durmuyor. | Open Subtitles | توم، مُحامو هافيلند لا يَتْركُ وقتَ. |
Tom Haviland'ın sözcüsüne Kim Hsu'nun cinayet hakkında soru sorulduğunda Hsu'nun ailesine taziyelerini gönderdiğini söylüyor. | Open Subtitles | عندما سَألَ عن القتلِ كيم Hsu، a ناطق لتوم هافيلند يَقُولُ يُرسلُ تعازيه إلى عائلةِ Hsu. |
Bu herif, Tom Haviland'ın elinin her yerinde kan vardı... | Open Subtitles | هذا رجلِ توم حَصلتْ هافيلند على دمِّ في جميع أنحاء أيديه... |
Bay Haviland'ın ifadesine göre,.. | Open Subtitles | طبقاً للسّيدِ هافيلند في بيانِه، |
Tom Haviland'ın. | Open Subtitles | توم، هافيلند. لا. |