Burası korunan bir işletme. hayalarını domates sosu içinde bulursun. | Open Subtitles | هذة عملية محمية,سينتهي بك الأمر مع خصيتيك في صلصة الاسباغيتي |
Gün doğana kadar bitmezse, hayalarını keserim. | Open Subtitles | أن لم تفعل هذا قبل شروق الشمس سأقطع خصيتيك |
Haydi geri zekalı, hayalarını burnuna sokmadan sökül paraları! | Open Subtitles | هيا أيها المغفل,ادفع لي نقودي قبل أن أخرج خصيتيك من أنفك |
hayalarını keser ağzına sokup, dudaklarını dikerdik. | Open Subtitles | ونقطع خصيتيه نضع بعضها في فمه نخيط شفتيه ، ونتركه يرقد على السرير |
Ağabeyim hakkında bir şey daha söylersen hayalarını gırtlağına sokarım. | Open Subtitles | إن تفوّهتَ بكلمة أخرى عن أخي فسأركل خصيتاك إلى حلقك |
Onun hayalarını gördükten sonra Jell-O istemiyorum artık. | Open Subtitles | لا أريد الجيلي بعدما رأيت خصيتي ذلك العجوز |
Anlaşmak üzereyiz. Ellerini tuttum, hayalarını da kavradım. | Open Subtitles | وان لم يحدث سأعلقك من خصيتيك حتي يتجففوا |
Şimdi hayalarını aküme bağlayayım da gör gününü! Ne? | Open Subtitles | ستضل تقفز طول الطريق عندم اصل خصيتيك الى البطاريه |
her şeyi. hayalarını kaşıdığını, sıçtığını, her şeyi söyleyebileceğim, tamam mı? | Open Subtitles | كل شيئ، إبتداء من و أنت تحك خصيتيك وحتى تتغوط، كل شيئ |
Bir eşya daha düşürürsen hayalarını tekmeleyeceğimi biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | تعلم اني سألكمك في خصيتيك اذا اسقطت شئ اخر |
Ama önce hayalarını ateşe verip, boğazından aşağı sokmam lazım. | Open Subtitles | لكن ليس قبل ان احرق خصيتيك واضعهما اسفل حلقك |
Bence garip olan, olan senin hayalarını hala kesmemiş olmam. | Open Subtitles | أعتقد أن من العجيب أنني لم أقتلع خصيتيك. |
Erkekler baksın diye hayalarını sıkıştırdığın oldu mu hiç? | Open Subtitles | هل سبق ان حاولت ان تضغط خصيتيك معا بحيث يمكن لحفنة من الرجال التحديق بها ؟ |
hayalarını yine un ufak edip, seni bir hücreye tıkmadan önce bize biraz müsaade etsene. | Open Subtitles | فقط أمنحنا دقيقة قبل أن يقوم بسحق خصيتيك مجددًا ويلقي بك في زنزانة لأنه يستطيع |
Köpeğini, hayalarını yalamaya koşullandıran Pavlov mıydı? | Open Subtitles | هل كان بافلوف هو الذي درب كلبه ليلحس له خصيتيه |
Bam! hayalarını öyle sert tekmeledim ki beynine kaçtılar. | Open Subtitles | ركلته فى خصيتيه بقوة حتى صعدتا تدوران فى رأسه |
Ve atlamazsa çükünü ve hayalarını kesip onu ölüme terk edeceğimizi söylemek... | Open Subtitles | و أقول له إن لم يقفز سنقطع قضيبه و خصيتيه و نتركه ينزف حتى الموت.. |
Aksi takdirde el aynası olmadan hayalarını bile göremeyeceksin. | Open Subtitles | وإلا،فلـن تـكون قادراً على رؤيـة خصيتاك بـدون مرآة. |
hayalarını bir kavanoza koyup test edilsin diye, seni askeri doktorlara teslim edecekler | Open Subtitles | سوف يحولوك الى الطبيب العسكري لكي يضعو خصيتاك في جرة ويدرسوها |
- Doktor bey, siz hayalarını gördünüz. | Open Subtitles | رأيت خصيتينه أيّها الطبيب ، صحيح ؟ هل رأيت خصيتي طويلتين بالعادة ؟ |
Lord Barret'ın hayalarını ısırdıktan sonra kimse o köpeğe yaklaşmadı. | Open Subtitles | و منذ زمن بعيد لم يقترب أحد من هذا الكلب منذ أن قام هذا الكلب بأكل خصية اللورد باريت |
Bay Conlon... saçlarını çektiğinizi ve hayalarını sıktığınızı söylüyor. | Open Subtitles | السيد "كونلن" قال... بأنك سحبته من شعره وضربته على أعضائه التناسلية |
Gerçekten hayalarını kesmeyeceksin, değil mi Clark? | Open Subtitles | فهو ليس حقا لقطع الكرات له. هل لك، كلارك؟ |