| Şaşırtıcı uzun bir hayatı vardı. | Open Subtitles | . حسنا ً , لقد تمتع بحياة طويلة ممتعة |
| Şaşırtıcı uzun bir hayatı vardı. | Open Subtitles | . حسنا ً , لقد تمتع بحياة طويلة ممتعة |
| Duygu dolu bir kalbi, büyük, şapşal bir gülümsemesi, önünde upuzun bir hayatı vardı. | Open Subtitles | قلب دافئ وابتسامة بريئة رحبة وحياة كاملة أمامه |
| Ama Gordon vardı, çocukları vardı, hayatı vardı. | Open Subtitles | لكن كان لديها (جوردن)، الأولاد وحياة كاملة. |
| Burada bir hayatı vardı! Bunu ona ben vermiştim! | Open Subtitles | بينما كان لديها حياة حقيقية هنا تلك التي منحتها إياها |
| Korkunç bir ev hayatı vardı o da kendi başının çaresine baktı. | Open Subtitles | ان لديها حياة منزلية رهيبة لذا خرجت لوحدها |
| Küçücük bir zayıflığın bile kötüye kullanıldığı zor bir iş hayatı vardı. | Open Subtitles | كان يعمل في عالم حيث يمكن أن يستغل أي ضعف |
| Küçücük bir zayıflığın bile kötüye kullanıldığı zor bir iş hayatı vardı. | Open Subtitles | كان يعمل في عالم حيث يمكن أن يستغل أي ضعف |
| Fiona Hanbury'nin de bir hayatı vardı. | Open Subtitles | "فيونا هانبري" كانت لديها حياة |
| - [Gülüşmeler] Annenin babandan önce de bir hayatı vardı. | Open Subtitles | أمك كان لديها حياة قبل والدك |