| Peki, herhangi bir yetki olmadan hayatımı yaşamaya çalışan ben. | Open Subtitles | حسناً ، أنا أحاول أن أعيش حياتي بدون أية قوى |
| Şimdi şu şeyi kafamdan çıkarın da kendi hayatımı yaşamaya devam edeyim. | Open Subtitles | و الآن ، أخرجي ذاك الشئ من رأسي و دعيني أعيش حياتي |
| - Ben de hayatımı yaşamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | نفعل شيئاً بشأن ذلك ؟ ، إنني أحاول فحسب أن أعيش حياتي ، ألا تعلمين كيف يبدو ذلك ؟ |
| Ama, bilirsin, sadece... Yani, bir noktada, hayatımı yaşamaya başlamam gerek. | Open Subtitles | ولكن، كما تعلمين، عند فترة معينة عليّ أن أحيا حياتي الخاصة |
| -Bak ben hayatımı yaşamaya çalışıyorum | Open Subtitles | إسمع أنا فقط أحاول عيش حياتي بهـدف ثابت ومنظـم |
| Eve, tüyler ürpertici ve acınası hayatımı yaşamaya gidiyorum. | Open Subtitles | ذاهب للبيت لأعيش حياتي الروّعة المثيرة للشفقة |
| Hayatımı zaten yaşıyorum. Ben hayatımı yaşamaya devam etmek istiyorum. | Open Subtitles | أنا أعيش حياتي أود أن أستمر في عيشها |
| Ama hayatımı yaşamaya devam etmek zorundayım. | Open Subtitles | لكن علي أن أستمر و أعيش حياتي |
| "Kendi hayatımı yaşamaya çalışmanın karşılığı buymuş demek ki." | Open Subtitles | "هذا جزائي لمحاولتي أن..." "أعيش حياتي" |
| Sen de kendi hayatı olmadığı için benim hayatımı yaşamaya çalışan birisin. | Open Subtitles | -و أنت حثالة يتمنى عيش حياتي لأنه ليس له حياة خاصة به |
| Artık hayatımı yaşamaya hazırım. | Open Subtitles | انني جاهزه لأعيش حياتي! |