Kötü tarafı, bu sosyal hayatım için büyük bir gelişme olur. | Open Subtitles | الجزء المحزن، هذا يعتبر تطوير لحياتي الاجتماعية |
Üzgünüm bebek, ama hayatım için sana yalvarmamı istiyorsan... | Open Subtitles | آسف عزيزتي, لكن ان كنت تطلبين مني أن أتوسل لحياتي |
Boktan hayatım için mükemmel bir metafor olurdu doğrusu. | Open Subtitles | كأنّه المجاز المثاليّ لحياتي اللعينة بأسرها |
Siz motive olamamış, umursamaz, bencil dikkatsiz ve bu hastanede kendi hayatım için en son güveneceğim insanlarsınız. | Open Subtitles | أنتم غيرُ مهتمّين، مهملون، أنانيّون مشوّشون، وآخرُ من يمكن أن آمنهم على حياتي في هذا المشفى |
Şimdi de hayatım için koşuyorum. | Open Subtitles | الآن أنا أركض حفاظاً على حياتي مرة أخرى. |
Ben hayatım için senin sandığından çok daha fazla mücadele ettim. | Open Subtitles | وقاتلتُ مراتٍ لا تحصى من أجل حياتي أكثر ممَّا قد تتخيل |
Şimdi de aşk hayatım için mi endişelenmeye başladın? | Open Subtitles | لإنني أريد أن أقلق عن حياتي العاطفية الآن |
Ben sadece hayatım için savaşmıyorum. | Open Subtitles | إنني لا أقاتل لأجل حياتي فحسب. |
Ancak hayatım için yalvaracağımı sanıyorsan fena hâlde hayal kırıklığına uğrarsın. | Open Subtitles | ولكن لو تتوقع باني سأتوسل من اجل حياتي فالبتأكيد سيخيب ضنك |
Hiçbir doktor bana kendi hayatım için bir reçete yazamazdı. | Open Subtitles | بأنه لا يوجد طبيب يستطيع كتابة وصفة لحياتي |
İlk defa bir şeyi gerçekten ciddiye almak ve hayatım için güzel bir şey yapmak istedim. | Open Subtitles | وهذه هي المرة الأولى التي حقا يريد أن يأخذ شيئا على محمل الجد والقيام بشيء جيد لحياتي. |
Bununla beraber, hayatım için asla sana yalvarmayacağım. | Open Subtitles | لكن بقول هذا , لا مجال أبداً أن أتوسل لحياتي |
Kafama silah dayanıp dizlerimin üstüne çöküp hayatım için yalvarabilirdim. | Open Subtitles | كان السلاح الناري يوضع علي رأسي ويتم اخباري ان اركع علي ركبتي وان اتوسل لحياتي |
hayatım için büyük bir plan yapmak için çalışıyorum. | Open Subtitles | انظر، أنا أعمل على خطة رئيسية كاملة لحياتي |
hayatım için farklı bir hikâye seçtim. | TED | ولكنني أختار قصة مختلفة لحياتي. |
hayatım için endişelenmem gerektiğini biliyorum ama sana bakınca bir rahatlıyorum. | Open Subtitles | أنا أعلم أنني يجب أن أكون خائفاً على حياتي لكن هناك شيء بشأنك يهون عليّ الأمر |
Aralık başından beri buradayım ve hayatım için endişe duyuyorum. | Open Subtitles | كنت هنا في أوائل كانون الأول/ديسمبر، خائف على حياتي. |
hayatım için kaçmaktan ve saklanmaktan yoruldum. | Open Subtitles | وأنا مريض ومتعب من الجري على حياتي |
"Bunu söyleyeceğimi hiç sanmazdım ama hayatım için endişeleniyorum." | Open Subtitles | "لم أعتقد يوماً بأنني سأقول هذا لكنني خائفة على حياتي" |
Sen kablolarla uğraşırken, kendi hayatım için endişelenmem gerekirdi. | Open Subtitles | كل الوقت الذي كنتي تفعلينه علي الاسلاك لم يكن يجب علي أن اخاف من أجل حياتي |
Hayatımda ilk kez hayatım için sorumluluğu ben alıyorum. | Open Subtitles | لمرة في حياتي أتخذ المسؤولية عن حياتي |
hayatım için Torres'in hayatı için savaşmam gerektiğini hissettim. | Open Subtitles | شعرت أنه كان علي القتال لأجل حياتي " وحياة " توريز |
Şu andan itibaren, kendi hayatım için savaşacağım. | Open Subtitles | من الأن فصاعداً انا سوف اقاتل من اجل حياتي |