Hayır, bunun yerine kötü adamlarla savaşarak hayatını tehlikeye atıyor. | Open Subtitles | كلا ، بدلاً من ذلك يخاطر بحياته ليحارب الأشرار |
Adam hayatını tehlikeye atıyor. Kıza olanları düzeltmek için her şeyi riske ediyor. | Open Subtitles | إنّه يخاطر بحياته ويغامر بكلّ شيء ليصوّب ما أصابها |
O dışarda, bizim için hayatını tehlikeye atıyor. | Open Subtitles | إنه في الخارج هناك يخاطر بحياته من أجلنا |
Çok saygı duyduğum ve takdir ettiğim genç bir adam şu anda o akıl hastası yüzünden hayatını tehlikeye atıyor. | Open Subtitles | الان، رجل شاب احترمه للغاية و اقدره يضع حياته على المحك بسبب هذا المجنون |
Yani, "kızınız" hayatını tehlikeye atıyor. | Open Subtitles | تتبع عملائهم و تبليغهم بأي نشاط مثير للريبة لذا ف"فتاتك" تخاطر بحياتها و أنت تخاطر بحياتك |
O dışarda, bizim için hayatını tehlikeye atıyor. | Open Subtitles | إنه في الخارج هناك يخاطر بحياته من أجلنا |
- hayatını tehlikeye atıyor! | Open Subtitles | -إنه يخاطر بحياته |
"Çok saygı duyduğum ve takdir ettiğim genç bir adam hayatını tehlikeye atıyor" demişsin. | Open Subtitles | شاب اقدره للغاية و احترمه يضع حياته على المحك |
Babam her gün bizim için hayatını tehlikeye atıyor. | Open Subtitles | أبي يضع حياته على المحك كل يوم من أجلنا |
- hayatını tehlikeye atıyor. | Open Subtitles | إنها تخاطر بحياتها |