| İyi ki bütün bu dergileri bir şey olabilir diye hazırlamıştım. | Open Subtitles | كان هذا فقط لظروف كهذه لقد أعددت الكثير من هذا النوع من الكتب |
| İki az pişmiş yumurta, pastırma ve greyfurt suyu. Pazar günü kahvaltıda sana bunları hazırlamıştım. | Open Subtitles | لقد أعددت لكِ بيضتان مسلوقتين ولحم خنزير وعصير فاكهة الكريب على فطور الأحد. |
| Her şeye kendimi psikolojik hazırlamıştım da merkeze alınmadan önce bir kadından dayak yiyeceğimi hiç planlamamıştım. | Open Subtitles | لقد جهزت نفسي, ولكن لم أعتقد أبداً, أني سأضرب من قبل امرأة قبل ان اغادر |
| Birkaç kelime hazırlamıştım, ama, | Open Subtitles | حضرت بعض الكلمات ولكن , اوو لكنني نسيتها |
| Evlilik teklifi kutlaması için bir gece yarısı yemeği hazırlamıştım... | Open Subtitles | حزمت وجبة منتصف الليل من أجل إحتفال عرض الزواج |
| Hatta "Yavaşla biraz." konulu bir konuşma bile hazırlamıştım. | Open Subtitles | حتّى أنّي حضّرتُ خطاب "عليك أنْ تتروّى". |
| Bir konuşma hazırlamıştım, ama Danny'i iyi tanıdığımı söylemek dürüst olmaz. | Open Subtitles | لقد قمت بإعداد هذه الخطبة ولكنى سأكون كاذبا إذا قلت أننى كنت أعرف دانى جيدا |
| Her şeyi hazırlamıştım. Köyün yarısı orada benimleydi. | Open Subtitles | كنت قد رتبت كل شىء ولكن نصف سكان القرية كانوا معى |
| Senin için konuk evini hazırlamıştım. | Open Subtitles | لقد أعددتُ منزل الضيوف من أجلك |
| Bu yemeği gençken, ilk olarak kız kardeşimin onuruna hazırlamıştım. | Open Subtitles | لقد أعددت هذا الطبق للمرة الأولى على شرف شقيقتي عندما كنت يافعاً |
| Ron, güya dün gece gelecekti. Ona yemek de hazırlamıştım. | Open Subtitles | كان من المفترض أن يأتي (رون) البارحة أعددت له العشاء |
| Sürpriz bir piknik hazırlamıştım ama kamyoneti bozuldu ve burada yedik. | Open Subtitles | أعددت سلة طعام للنزهة، لكن شاحنته تعطلت، لذا... أكلناه هنا... |
| Aşık bir budala gibi evliliğimiz için kocaman bir bahçe hazırlamıştım. | Open Subtitles | "مثل حمقاء متيّمة، أعددت حديقة كاملة للزفاف" |
| - Hayır, hayır. Bir kopyasını hazırlamıştım zaten. | Open Subtitles | لا لا على الاطلاق لقد جهزت نسخه كنت أتوقع أن يأتي شخص لطلبها |
| Bunu 15 sene önce hazırlamıştım. Hey, palyaço nerde? | Open Subtitles | جهزت هذا منذ 15 عاماً مضت أين المهرج؟ |
| Zaten kendimi buna hazırlamıştım. | Open Subtitles | لقد جهزت نفسي فعلا لذلك |
| Bir gün sorma ihtimaline karşı hazırlamıştım bunu. | Open Subtitles | لقد حضرت هذا لكِ فى حالة ما إذا سألتى فى يوم ما |
| Kendimi hayata hazırlamıştım. | Open Subtitles | فأنا كنت قد حضرت نفسي لحياة000 |
| Valizimi hazırlamıştım zaten. | Open Subtitles | لقد حزمت أغراضي بالفعل |
| Bütün gün bir şey yemediği için ona çorba hazırlamıştım. | Open Subtitles | حضّرتُ لها بعض الشوربة |
| Bunun için upuzun bir şiir hazırlamıştım... | Open Subtitles | لقد قمتُ بإعداد قصيدة كاملة لهذا الحدث. لا. |
| Her şeyi hazırlamıştım. Köyün yarısı orada benimleydi. | Open Subtitles | كنت قد رتبت كل شىء ولكن نصف سكان القرية كانوا معى |
| Ehliyeti ben hazırlamıştım. | Open Subtitles | لقد أعددتُ لها رخصة قيادة |
| Çenenizi sıkı tutabilecekseniz size iki tane hazırlamıştım zaten. | Open Subtitles | لقد حضّرت لكما حافظتين اذا ألتزمتما . الصمت ولم تخبرا أحد |
| Benim ise arkadaşımsın, ve burada yaşıyorsun, ve bir keresinde sana sandviç hazırlamıştım. | Open Subtitles | كما أنني صنعتُ لكَ شطيرةً في إحدى المرات |
| İşyerindeki masamdaydı hepsini hazırlamıştım ama işten kovuldum. | Open Subtitles | ... لقد كانوا في طاولة العمل ، أنا كانوا جاهزين للإرسال لكني طُردت |