Hazırlanmak için en iyi yol mahkeme salonunda yalnız oturmak dedin, öyle mi? | Open Subtitles | تعتقدين أن أفضل طريقة للإستعداد هو الجلوس هنا في قاعة المحكمة لوحدك ؟ |
Mühendislerin bu en zorlu mücadeleye Hazırlanmak için her saniyeye ihtiyaçları vardı. | Open Subtitles | المهندسون إحتاجوا كلّ لحظة للإستعداد لأكثر تحدي صعب لهم حتى الآن |
Semineri ayın 5'ine erteledik, böylece Hazırlanmak için daha çok zamanın olacak, iyi mi? | Open Subtitles | لقد غيرنا تاريخ الندوة إلى 5، حتى يكون لديك المزيد من الوقت للتحضير المواد الخاصة بك. |
Bu arada, iki günlük boşluğunuz olacak... vizeye Hazırlanmak için. | Open Subtitles | اثناء ذلك لديكم ياشباب بضعه ايام للتحضير للأمتحان |
Hazırlanmak için, 3 yıl boyunca günda 12 saat çalışıyor. | TED | تدرس 12 ساعة في اليوم لمدة 3 أيام لتستعد. |
Bu çalışmadaki arka plan daha karmaşık, bu yüzden Hazırlanmak için önceden üç-dört günlük bir süreye ihtiyacım oluyor. | TED | الخلفية هنا أكثر تعقيداً، لذلك أحتاج من 3 إلى 4 أيام للاستعداد مسبقا. |
Buna Hazırlanmak için o üç aya ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | واحتجت تلك الثلاثة أشهر الإضافيّة لأستعدّ. |
Hazırlanmak için zaman yok. | Open Subtitles | ليس هناك وقت للإستعداد وحتى إذا كان هناك |
Hazırlanmak için birkaç dakika kazandık o kadar. | Open Subtitles | إنها فقط ستعطينا بعض الدقائق الإضافية للإستعداد |
Hazırlanmak için yeterli zamanları olmadı. | Open Subtitles | لكنهم لايملكون الوقت الكافي للإستعداد |
Hazırlanmak için herkes erken çıkacak. | Open Subtitles | سيغادر الجميع قريباً للإستعداد |
Ama yarın tez sunumum var ve Hazırlanmak için çok az zamanım kaldı. | Open Subtitles | سأقوم بتقديم أطروحتي غداً و بالكاد تسنى لي الوقت للتحضير لها |
"Cehennemin Bodrumu" filmine Hazırlanmak için evinin bodrumunda bir hafta yaşadığın doğru mu? | Open Subtitles | أصحيح أنّك قضيتِ أسبوعاً في منزل الفضاء الزاحف للتحضير لفيلم "هيلز كراول سبايس"؟ |
Bu hafta buna Hazırlanmak için biraz zaman ayırmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد تخصيص بعض الوقت للتحضير في عطلة الأسبوع. |
Peter, hadi ama. Bu partiye Hazırlanmak için tam 1,000 yılın vardı. | Open Subtitles | بيتر هيا ، لقد استغرقت 1000 سنة لتستعد لهذه الحفلة |
Yarın gösteriden önce Hazırlanmak için gelirsen memnun olurum. | Open Subtitles | سـأكون ممتناً جداً لو استطعت العودة غداً لتستعد قبل العرض |
Jane'i sonsuza kadar değiştirecek, onun çaresizce istediği Ve buna Hazırlanmak için herşeyi yapmayı göze aldığı bir ameliyat. | Open Subtitles | -ستغير شخص جين الى الأبد -جراحة استماتت حتى تحصل عليها فعلت كل شيء مفروض عليها لتستعد للجراحة |
Maçına Hazırlanmak için kalkmadan önce, hayatıma yeni bir yön veren bir tavsiye verdi bana. | TED | وقبل أن ينهض للاستعداد لمباراته، أعطاني هذه النصيحة التي غيرت اتجاه حياتي بالكامل. |
Erken geldiğim için üzgünüm ama Hazırlanmak için biraz zamana ihtiyacımız olacağını düşündüm. | Open Subtitles | - أمي - آسفة لقدومي مبكراً لكني أعتقد بأننا سنحتاج وقت أضافي للاستعداد |
Fırtınaya Hazırlanmak için birçok gücü saptırmak zorunda kaldık. | Open Subtitles | اضطررنا لتحويل طاقة كبيرة للاستعداد للعاصفة |
Buna Hazırlanmak için o üç aya ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | واحتجت تلك الثلاثة أشهر الإضافيّة لأستعدّ. |
Tripp Van der Bilt'in bu geceki seçim partisine Hazırlanmak için durmaksızın çalışıyoruz. | Open Subtitles | لم نتوقف ولو للحظة في تحضير حفلة الليلة لإنتخاب (تريب فان دير بلت) |
Hayır, sadece iş görüşmelerine Hazırlanmak için birbirimize yardımcı olduk. | Open Subtitles | لا , نحن فقط نقوم بمساعدة بعضنا البعض للأستعداد لمقابلات العمل |