Erkek arkadaşlarının önünde ona hediyesini veremezsin. | Open Subtitles | انتي غير قادره على اعطائه هديته امام اصحابه |
hediyesini kira borcumdan düşebileceğini söyle. | Open Subtitles | يمكنه أن يخصم هديته مما ادين له من ايجار |
Biz mimarinin ambalajını, aynı bir doğum günü hediyesini açarmışsın gibi açıyoruz. | TED | بينما نكشف عن البناية كما تفضون غلاف الهدية. |
Bu yuzden bayanlar ve baylar, size 21. yüzyılda Hindistan'ın dünyaya hediyesini sunmaktan gurur duyuyorum. Gandi Mühendisliği. | TED | ويسعدني ان اعلن لكم سيداتي وسادتي. أن الهدية القرن 21 الي العالم من الهند ، الهندسة الغانديه. |
Küçük kızımın doğumgününde onu görüp hediyesini bile veremiyorum, değil mi? | Open Subtitles | أنا لا أستطيع أن أرى ابنتى الصغيرة فى يوم عيد ميلادها بدون أن أجلب لها هديتها, الآن هل يمكننى؟ |
Lana, Lex'in düğün hediyesini buraya saklamış ve benden gelip, almamı istedi.... | Open Subtitles | لانا اخبئت هديه زواج ليكس هنا بالأسفل وطلبت مني ان أنزل واحضرها |
Noel sabahı hediyesini açtığında oyuncak yerine elbise bulan her çocuk için. | Open Subtitles | لكل الأطفال الذين يفتحون ..هدايا العيد في الصباح و يجدون ملابس بدل اللعب |
Çoktan hayal edebileceğim en iyi Noel hediyesini aldım. | Open Subtitles | ولا تشغلي بالك بهديّتي لقد منحتني بالفعل أفضل هديّة عيد ميلاد يمكنكِ تخيّلها |
Sen ve Vanessa'ya hayatınızın hediyesini veriyorum. Şirin, zırlayan, altını dolduran bir hayat! | Open Subtitles | اعطيك انت وزوجتك هبة الحياة بدون ان اسأل عن اى شىء بالمقابل |
Ve yedek hediyesini verip vermemesi gerektiğini sordu. | Open Subtitles | ويريد أن يعرف إن كان عليه أن يقدم لكِ هديته الأخرى |
Dişi çok süslü, bu yüzden erkek hediyesini dikkatli seçiyor. | Open Subtitles | الإناث مشهورين بالتدقيق ، لذلك فهو يختار هديته بعناية. |
Tanrı'nın bu ilâhi hediyesini heba edersek tekrar sunulacağının hiçbir garantisi yok. | Open Subtitles | إذا رفضنا هديته الألهية ليس هناك ما يضمن أنها ستعرض مجدداً |
Böylece tepeden aşağı inip eve gidebilir odamıza çıkan merdivenleri tırmanabilir ve hediyesini ona verebilirim. | Open Subtitles | ومن ثم يمكنني النزول من على التل والسير للمنزل وصعود الدَرّج إلى غرفتنا ومن ثم يمكنني تقديم الهدية لها |
Meg Laughlin'in hediyesini asla unutmayacağım. | Open Subtitles | لا يمكن ان انسي الهدية التي اعطتني اياها ميغ |
Cristina ve Juan Antonio bu düğün hediyesini size gönderdi. | Open Subtitles | كريستينا و خوان أنطونيو أرسلوا لكم هذه الهدية للزفاف |
Eve gidip hediyesini paketlemem gerek. | Open Subtitles | لذا ينبغي أن أعود الي المنزل وأغلف هديتها |
hediyesini kabul etmediğim için üzülmesi, isteyeceğim son şey olur. | Open Subtitles | آخر ما أريده هو ان أزيد فزعها بأن لا أقبل هديتها |
Jake ve benimle gelip, hediyesini verdikten sonra doğum gününü kutlamak için gelmek istemediğini farz ediyorum. | Open Subtitles | أفترض بأنك لن تذهب معي وجايك لكي نعطيها هديتها وبطاقة العيد |
Lisa'nın hediyesini almamız lazım. İzle de gör. | Open Subtitles | لا نمتلك الوقت يجب علينا أن نبتاع هديه لليسا فقط انظر وتعلم |
Kızlar, ağacın yanında Billy'nin hediyesini bulamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع إيجاد هديه بيلى للعام الثالث على التوالى |
Ben sadece çocuğunun hediyesini son dakikaya kadar bekleten evebeynlere ceza veriyorum. | Open Subtitles | إنّي ببساطة أعاقب هؤلاء الأهالي الكسالى الذين ينتظرون حتى اللحظة الأخيرة ليشتروا لأطفالهم هدايا |
Ailesinin hediyesini kabul edebileceğini ciddi bir şekilde göz önüne almalıyız. | Open Subtitles | يبدو أنّه يُعيرُ هديّة والديه اهتماماً جدّيّاً. |
Keşke bilseydim yaşam hediyesini bana verdiğinde aslında bana ne vermişti. | Open Subtitles | لو كنتُ أعلم ما أعطتني عندما هبت ليّ هبة الحياة، |
- Evet, Bayan Emily'nin bir doğum günü hediyesini iade etmek için dışarı çıkarken hepimizi lavaboya bağlaması normal mi? | Open Subtitles | نعم، وهذا أمر عادي أن تعادل الآنسة إميلي لنا جميعا في بالوعة في حين ذهبت إلى عودة هدية عيد ميلاد؟ |
Lütfen Yüce Peder'in iltifatları ve bu hediyesini kabul et. | Open Subtitles | أرجو منك أن تتقبل مني هذه الهديه مع أحر تحياتي |
hediyesini ödediğim kiradan düşebilir. | Open Subtitles | يمكنه أن يخصم مستحقاته مما أدين له من إيجار |
Şimdi ise dünyanın en kıymetli hediyesini ayaklarına sermeye hazırım. | Open Subtitles | والآن أقف متأهب لأضع عند قدميه أغلى هدية في العالم |