"helen'in" - Traduction Turc en Arabe

• هيلين

Sevgili Lizzie ve Helen'in sevgililer günü kartlarını bir görseniz!
لا يمكنكما تخيل تسلية هيلين و ليزي ببطاقات عيد الحب

Yani hiçkimse birşey görmedi, ama Helen'in arabası hala park alanında.
اذن,لم ير أحد ما جرى لكن سيارة هيلين ما زالت بالمرآب

Dün Helen'in yaptığı sunumdan yola çıkarak, kadınların muhtemelen bu yüzden
إنه أغلظ لدى النساء تباعا لما ذكرته هيلين البارحة، أعتقد

Umarım, Helen'in, bizim tek kızımız olduğunu anlar.
أتمنى ان يدرك أن هيلين هي ابنتنا الوحيدة.

Ama buna rağmen beni karım Helen'in 42 yıllık evliliğimiz boyunca anladığından çok daha iyi anladığını hissediyorum.
وبالرغم من ذلك أشعر أنك تفهمينني أفضل مما فهمتني زوجتي هيلين أبداً

O olaydan, büyükanne Helen'in nefes alma aleti sayesinde sıyırdım.
ابتعدت عن تلك المواجهة مع جهاز تنفس الجدة هيلين

Helen'in halletmesi gereken bazı ailevi işleri vardı da.
هيلين لديها بعض الامور العائليه ذهبت لتهتم بها

Ve tüm olanları düşündükçe Köyün ve Helen'in ümitlerini boşa çıkardığımı düşündükçe sessizliğe gömüldüm...
و مع التفكير فى كل الذى حدث كيف أحبطت القرية ,كيف أحبطت هيلين غرقت فى السكوت.

Helen'in aperatifler yaptığından bahsetmiştim değil mi?
لقد ذكرت أن هيلين هي من تحضر الوجبات الخفيفة صحيح؟

Yani Helen'in gitmesine izin mi veriyorlar?
هل هذا يعني أنهم سوف يطلقون سراح "هيلين"؟

Çocukları Helen'in odasına koyarız.
يمكننا وضع الطفلين في غرفة هيلين

Helen'in mutfağında birini gördüm sanırım.
ظننت انى رايت شخصا للتو فى مطبخ هيلين

Kimmiş bu Helen'in sonuncu sevgilisi?
ما هذا الذى أسمعه عن آخر عمل ل " هيلين " ؟

Helen'in telefon ve modem hattına girdik.
لقد أنشأنا خطاً هاتفياً لمراقبة مكالمات "هيلين هيدسون "

Yangın çıkışından gizlice yanaşır, Helen'in gelmesini bekler ve geldiğinde ona kurşun yağdırır ve kaçar.
إنسلّْ فوق a سلم نجاة، يَضْخُّ هيلين ملئ بالتقدّمِ، ثمّ يُفلتُ،

Yarın sabah, Helen'in hakkı için Menelaus'a meydan okuyacağım.
-فى الصباح سوف اتحدى مينلاوس من اجل هيلين

Tamam. Garcia nereye gitmiş olabileceğini bulmak için Helen'in bağlantılarını araştırıyor.
حسنا,غارسيا تفتش في معارف هيلين

Helen'in kararını desteklediğimde ona yardım etmek için karar alıyordum seni incitmek için değil.
"عندما دعمت إختيار "هيلين كنت أتخذ قراراً لمساعدتها ليس لآيذائك

Ama Helen'in Şartlı Tahliye Memuru erkek arkadaşı...
ولكن هيلين وضابط إطلاق سراح المشروط

Yazık oldu ama, belki Helen'in dileğinin farkında değilsiniz.
ومن العار على الرغم, كما كنت قد لا يكون على علم من رغبات هيلين .