Hızlı hızlı nefes almaya başladı sonra oksijen tüpü olduğunu sandığı tüpe ulaştı ama o tüp pediatrinin helyum tüpüymüş. | Open Subtitles | أصيبت بنوبة خوف ثم أرادت أخذ جرعة من خزان الأكسجين واتضح فيما بعد أنه خزان لغاز الهيليوم من قسم الأطفال |
Ama helyum hidrojenden biraz daha ağırdır bu yüzden helyum yıldızın merkezine çöker ve şimdi helyum atomları merkeze yığılıyor. | Open Subtitles | لكن الهيليوم أثقل قليلاً من الهيدروجين . لذا فإنه يغرق عميقا إلى مركز النجم . والآن ذرات الهيلوم تحتل المركز |
helyum atomlarının birbirinden çok uzak olması gerekliydi. Ama ne yazık ki sıvı helyumda, helyum atomları birbirlerinin üzerine binmiş halededirler. | TED | نعم .. ذرات هيليوم متباعدة ولكن لسوء الحظ .. في الهيليوم السائل تكون ذرات الهيليوم متراصة فوق بعضها البعض |
helyum, Neon, Argon, Kripton, Ksenon, Radon. | Open Subtitles | هيليوم, نيون, أرجون كريبتون, زينون, رادون |
Feynman, bir nevi amatör helyum fizikçisi gibi, bunu çözmeye karar verdi. | TED | فينمان قرر على اعتبار انه عالم بفيزياء الهليوم انه سيحاول استنباط الامر |
Buradan elde edeceğimiz gelirle kendi helyum tankımızı alabiliriz. | Open Subtitles | لدرجة أن المدخرات قد تكفينا لشراء خزان غاز هليوم خاص بنا |
İki protonu olan çekirdeğin element sayısı ikidir helyum olarak bilinir. | Open Subtitles | النواة ذو البروتونين تشكل العنصر رقم 2 والمعروف أيضاً بإسم الهيليوم |
Şimdi hidrojen ve helyum gibi basit atomlar ortaya çıkıyor. | TED | و الآن تظهرذراتٌ بسيطة من الهيدروجين و الهيليوم. |
Şu arkada en uzakta gördüğünüz iki kamyon 12'şer tüp sıkıştırılmış helyum gazı taşır. | TED | تلك الشاحنتان التي ترون في النهاية البعيدة تحمل 12 خزانا من الهيليوم المضغوط. |
1950'lerde insanlar süper sıvı helyum'un nasıl çalıştığını anlamaya çalışıyorlardı. Bir teori vardı. | TED | في عام 1950 كان العلماء يحاولون اكتشاف ماهية ميوعة الهيليوم القسوى وكان هناك نظرية |
Sadece helyum atomları birbirinden çok ama çok uzakken çalışıyordu. | TED | لقد كانت صالحة فحسب في حالة كانت ذرات الهيليوم متباعدة جداً |
helyum, Neon, Argon, Kripton, Ksenon, Radon. | Open Subtitles | هيليوم, نيون, أرجون كريبتون, زينون, رادون |
4 Hidrojen atomu 1 helyum atomu oluşturur. | Open Subtitles | كل أربعة ذرات هيدروجين تتحول إلى ذرة هيليوم |
helyum içinde hidrojen yakmaları bittikten sonra, çok daha ağır elementler geride kalır ve yakıt çok daha hızlı azalır. | Open Subtitles | وبعد اندماج ذرّات الهيدروجين .. وتحولها إلى هيليوم يبدأ النجم بإحراق العناصر الثقيلة فينفد الوقود سريعاً |
Sadece Büyük helyum Şehri direniyor. | Open Subtitles | فقط المدينة العظيمة من هيليوم هي التي تقاوم |
Zodanga'nın yeni güçleri, şehrimiz helyum'u yok etmekle tehdit ediyorlar. | Open Subtitles | بسبب قوة زودانغا الجديدة, انها تهدد بتدمير مدينتنا هيليوم |
helyum böylesine muazzam bir güçle neler başarabilir. | Open Subtitles | ما يمكن ان يحققه هيليوم اذا امتلك هذه القوة |
O yazmış olduğu çok basit şey, o zaman helyum hakkında bilinen her şeyi açıklıyordu, hatta fazlasını da. | TED | وكانت تلك ابسط معادلة توصل لها وقد فسرت كل ما يعرفه عن الهليوم السائل وتبعا لذلك |
helyum oksijen karışımıyla dalacak. Basınçlı hava çok tehlikeli. | Open Subtitles | يغوص مع خليط من الأوكسجين و الهليوم الهواء المضغوط خطر جداً |
Cennetten farklı bir yer daha olduğunu biliyordum. helyum'da başka ne var? | Open Subtitles | كُنت أعرفُ أن هناك مكانًا مُختلف بالجنة، لكن لم أكن أعلم أن بها "هليوم"؟ |
Sheldon'la tam akışkan helyum modelini buldunuz. | Open Subtitles | أنت وشيلدون بالفعل أتيتما بنموذجكما للهيليوم فائق السيولة |
Sıvı helyum lazım bize. Burada var mı acaba? | Open Subtitles | نحتاج لهيليوم سائل، هل يمتلك القسم أي كمية يمكننا استخدامها؟ |
Gönderilmeye hazır ağzına kadar "helyum 3" dolu bir tankım var. | Open Subtitles | لدى حاوية ممتلئة بالهيليوم جاهزة للانطلاق |
Örneğin, burada balonun kumaşını arka tarafa yerleştiriyorlar, bu da en son helyum gazıyla şişecek. | TED | على سبيل المثال، ها هم قد وضعوا نسيج البالون في الخلف، والذي سيتم في نهاية المطاف نفخه بالهليوم. |
Biz, hepimiz, en eski hidrojen ve helyum karışımı, çok uzun bir süre boyunca evrim geçirip, nereden geldiğini sorgulamaya başladığında olanız. | TED | نحن ، جميعنا ، خليط أساسي من الهيدروجين والهيليوم والذي تطور بمرور الزمن لدرجة أنه بدأ يطرح أسئلة عن كيفية وجوده. |