Ama şimdi hepimiz bir şey saklıyoruz, istesek de istemesek de. | TED | لكن اﻵن، جميعنا نحتفظ بشيء ما. سواءً أردنا ذلك أم لا. |
hepimiz bir şeyler isteriz ama bu şerefsiz olduğumuz manasına gelmez. | Open Subtitles | أنت تعلمين ماذا أعني، جميعنا يريد لكن لا يعني أننا قذرين |
Bu, hepimiz bir yolcu gemisinde olsak, filikaları nasıl paylaşacağımızı gösteren liste. | Open Subtitles | هذه القائمة اذا كنا كلنا في رحلة بحرية و كان يجب ان نقتسم لقوارب نجاة |
O kadarını anladım, hepimiz bir sebepten gülüyorduk. | Open Subtitles | يمكنني ان أعرف كلنا كنا نضحك لسبب ما |
Büyükannem öyleydi, o yüzden hepimiz bir tane takalım. | Open Subtitles | جدتنا كانت كذلك ، لذلك كل واحد منا سيرتدي واحدة |
Hayır, oldukça iyiydi. Sanırım hepimiz bir şeyler öğrendik. | Open Subtitles | لا, كان ذلك جيدا أظن أننا جميعا تعلمنا درسا |
Babası sakinleşti. hepimiz bir zamanlar gençtik. | Open Subtitles | قد هدأ أبوها الآن لقد كنا جميعا في عمركم ذات مره |
Hepimiz, sen, ben, hepimiz bir aile olmalıyız, değil mi? | Open Subtitles | وجميعنا, أنت, أنا, جميعنا استطعنا ان نصبح عائله أليس كذلك؟ |
Bak, hepimiz bir şeylere bağIanırız ama aşamayacağın çizgiler vardır, anlıyor musun? | Open Subtitles | انصتِ، جميعنا نُجرح ببعض الأمور، ولكن هُنالك خطٌّ لا يُمكنك تخطيّه، اتّفقنا؟ |
hepimiz bir vakıf ya da dernek kurmak kitap yazmak veya belgesel çekmek zorunda değiliz. | TED | ليس جميعنا مضطر لإنشاء مؤسسة أو منظمة أو تأليف كتاب أو صناعة فيلم وثائقي |
Bu da, hepimiz bir yolcu gemisinde olsak, salları nasıl paylaşacağımızı gösteren liste. | Open Subtitles | و هذه القائمة اذا كنا كلنا في رحلة بحرية و يجب علينا ان نقتسم لطوافات النجاة |
Nazarlandı hepimiz bir ara nazarlanmadık mı? | Open Subtitles | لقد تم التغرير به مثلما حدث لنا كلنا في لحظة ما |
Vonnegut bu hikâye türünün gerçek hayata en sadık tür olduğunu düşünüyordu çünkü hepimiz bir dizi kazanın mağdurlarıyız, olayların bizi uzun vadede nasıl etkileyeceğini tahmin edemiyoruz. | TED | آمن فونيغت أن هذا النوع من القصص هو الأقرب للواقع، حيث أننا كلنا في الحياة ضحايا لسلسلة من الحوادث، ولا قدرة لدينا على التنبأ بتأثير تلك الأحداث علينا على المدى الطويل. |
Ama hepimiz bir zamanlar çirkindik. | TED | و لكن كلنا كنا قبيحين في مرة |
hepimiz bir Adonis gördük mü ağzımız açık bakarız | Open Subtitles | كلنا كنا ننبهر بأدونيس |
hepimiz bir Adonis gördük mü ağzımız açık bakarız | Open Subtitles | كلنا كنا ننبهر بأدونيس |
hepimiz bir kağıda 'Yapamam' başlığıyla yapamayacağımız bir şey yazıp gömeceğiz. | Open Subtitles | يفترض أن يكتب كل واحد منا كلمة "لا أستطيع" على ورقة مع شيء لا نستطيع القيام به ثم ندفنها في حفرة |
sandığımdan çok daha fazla kişi ve hepimiz... sadece sen ve ben değil artık hepimiz bir role sahibiz. | Open Subtitles | وأكثر من ذلك بكثير مما كنت أدرك. وأن كل واحد منا... هل لديك بعض الدور للعب. |
hepimiz bir ara Wraithler tarafından yakalandık sonuçta değil mi? | Open Subtitles | أسر الـ((رايث)) كل واحد منا في مرحلة معيّنة |
Bu olanlardan hepimiz bir şeyler öğrendik sanırım. | Open Subtitles | حسناً، بوسعنا أن نقول أننا جميعا تعلمنا شيئا من ذلك |
Görünüşe göre hepimiz bir filmin içindeyiz. | Open Subtitles | مسرور أنك سألت . يبدو أننا جميعا في هذا الفلم , ونحن جميعا الأوغاد. |
Yani demek istediğim hepimiz bir makinenin değiştirilebilir parçalarıyız. | Open Subtitles | لذا وجهة نظري هو أننا جميعا أجزاء آلة قابلة للإستبدال |
Tamam, az önce hepimiz bir ırkçılık suçuna ortak olduk. | Open Subtitles | حسنا , لقد اشتركنا جميعا في جريمة عنصرية |