binlerce insanın konferanslarıma geldiği Pakistan'dan henüz döndüm, çünkü Her şeyden önce dostça bir Batılı ses duymaya özlem duyuyorlardı. | TED | لقد عدت لتوي من باكستان حيث جاء الآلاف فعلياً إلى محاضراتي لأنهم كانوا يرغبون أولاً في سماع صوت غربي صديق. |
JD: Her şeyden önce, benim bu hizmetteki kişisel amacım olan inandığım temel şey; toplu konuşma çok önemlidir. | TED | حسنًا، أولاً وقبل كل شيء، هدفي الشخصي من الخدمة هو أنني أؤمن بشكل أساسي أن الحوار الاجتماعي بالغ الأهمية. |
Her şeyden önce kızı eve getirmem gerektiğini düşündüm. | TED | قمت بالتفكير بأنه يجب علي جلبها للمنزل أولاً |
Bence, Her şeyden önce; cinsellik, cilt temasıyla başlar. | Open Subtitles | بالنسبة لي، أولا وقبل كل شيء النشاط الجنسي يعني الجلد |
Kürek çekmek için, Her şeyden önce, rahatlaman gerekiyor. | Open Subtitles | السر في التجديف هو.. يجب أن تسترخي قبل أي شيء |
Ahbap, Her şeyden önce, siz iyi müzikten ne anlarsınız ki? | Open Subtitles | يارجل , قبل كل شئ , ما الذي تعرفه عن الموسيقى الجيدة ؟ |
Her şeyden önce bildiğimiz tek şey General Langdon'un bir vatansever olduğu. | Open Subtitles | هناك شيء واحد نعرفه قبل كل شيء جنرال لانغدون كان رجلاً وطنياً |
Böylece acı verici derecede yavaş olan güven kazanma ve ona Her şeyden önce bir insan olarak değer verdiğimi kanıtlama sürecine giriştim. | TED | لذا بدأت بعملية بطيئة ومؤلمة وهي بناء الثقة وإثبات أنني أولاً وقبل كل شيء اهتممت بها كإنسان ككل. |
Her şeyden önce tüm şapeli onarmak zorundayım. | Open Subtitles | أولاً أنا يَجِبُ أَنْ اعيد ترميم الكنيسة بالكاملَ. |
Ama Her şeyden önce sana viski soda ikram edeyim sana da kola. | Open Subtitles | أولاً. سأعطيك شراب سكوتش و صودا. وأريد أن أعطيكِ كوكاكولا اريدكم أن تكونوا في مزاج جيد. |
Umarım vaazın bitmiştir, çünkü Her şeyden önce, ben yıllardır düzgün işiyorum, bilmem anlatabildim mi? | Open Subtitles | آمل أن تكون أنهيت مناجاتك أولاً أنا أجيد التبول منذ سنوات هل تفهمني؟ |
Her şeyden önce buraya kimseyi zımbalamaya gelmedim, tamam mı? | Open Subtitles | انظر، أولاً: أنا لست هنا من أجل القضاء على أحدهم، حسنٌ ؟ فهذه ليست حملة انتخابية |
Her şeyden önce bu komite ülkenin iyiliği için çalışmaktadır. | Open Subtitles | أولاً وقبل كلّ شيء, هذه اللجنة تعمل لما هو في صالح البلاد. |
Her şeyden önce ben bir iş adamıyım. | Open Subtitles | أنا رجل أعمال، أولا وقبل كل شيء أنا لن أريد أي نزاع آخر |
Benim hakkımda ne düşünürseniz düşünün, ben Her şeyden önce bir vatanseverim. | Open Subtitles | بغض النظر عن ما قد تتصور عني أنا رجل وطني أولا وقبل كل شيء |
Temel, anahtar kelimedir. Her şeyden önce sağlam bir temel gerek. | Open Subtitles | الأساسيات هي المفتاح تحتاجين لقاعدة صلبة قبل أي شيء آخر |
Güneyliyim, Katolik'im ve Her şeyden önce, fedakar bir anneyim ama suikastçı değilim. | Open Subtitles | أنا جنوبية. أنا كاثوليكية وأم مخلصة قبل كل شئ... |
Bundan yarar sağlamak için neye ihtiyacımız var? Her şeyden önce, kaynaklara ihtiyacımız var. | TED | ماذا نحتاج للاستفادة من كل هذا؟ قبل كل شيء نحن بحاجة إلى موارد. |
Sakinliğini koru. Her şeyden önce, ona bir şey çalmadığını söyle. | Open Subtitles | إبقى هادئاً أخبره أنّك لا تسرق، بادئ ذي بدء |
Ve yaptığım iki şey var: Bir galeriye gittiğimde, Her şeyden önce, oldukça hızlı hareket eder, her şeye bakarım ve bir şekilde beni yavaşlatanları kafamda işaretlerim. | TED | وهناك شيئان أقوم بفعلهما عندما أذهب لمعرض أول شيء أقوم بفعله هو المشي بسرعة والنظر إلى كل شي وأقوم بتحديد الأشياء التي تدعوني للتمهل لسبب أو لآخر |
Bir insanda Her şeyden önce asıl saygı duymamız gereken o feda etmediği özüdür peki bunu nerede bulabiliriz? | Open Subtitles | أنها الذات الغير مبذولة التى يجب أن نحترمها فى الأنسان فوق كل شئ وأين نجدها؟ |
Her şeyden önce, risk altında bir toplulukla etkileşime giriyoruz. | Open Subtitles | فوق كل هذا ، نحن نتفاعل مع شريحة تحتالخطرمن المجتمع... |
Her şeyden önce, terlemek için onlardan izin almalısın. | Open Subtitles | فى المقام الأول يجب ان تحصل على الأذن لكى تعرق |
Her şeyden önce tatlım Herb bana teklif etmedi. İkinci olarak... | Open Subtitles | قبل اى شئ يا حبيبتى انه لم يطلبنى للزواج |
- Baba Bana hep "onur Her şeyden önce gelir" derdin. | Open Subtitles | ابي ... لطالما أخبرتني ... الشرف امام كل شئ |
bu günlerde Dünya'da altın üretebiliyoruz; ama Her şeyden önce, bu değerli metalin bizim gezegenimize nasıl gömüldüğünü anlamak için, yukarıya doğru yıldızlara göz dikmeliyiz. | TED | ولكن لكي نفهم كيف أصبح هذا المعدن النفيس جزءاً من كوكبنا في بادئ الأمر ، علينا أن ننظر إلى الأعلى نحو النجوم. |
Her şeyden önce, işleri benim yaptığımdan daha kötü şekilde mahveden bir çok herif var. | Open Subtitles | اول شيء هناك الكثير من الشباب الذي يتخلون عن نسائهم باأسو الطرق |
Ama Her şeyden önce, bana bir iyilik yapmanızı istiyorum. | TED | لكن بدايةً وقبل كل شيء، أريدكم أن تُسدوا لي معروفاً. |