Ne kadar harika bir grup, her birinizle tanışmak için sabırsızlanıyorum! | Open Subtitles | يا لكم من مجموعة رائعة لايمكنني الانتظار لمقابلة كل واحد منكم |
Benimle ilgili bir şey biliyorsunuz, çok kişisel bir şey ve ben de sizin her birinizle ilgili olan bir şey biliyorum ve bahsettiğim şey endişelerinizin çok merkezinde. | TED | هناك أمر ما تعرفونه عني، شيء خاص جدا، وهناك أمر ما أعرفه عن كل واحد منكم وهو أمر يشكل مصدر قلقكم. |
Yarın tutsaklık zamanınızla ilgili her birinizle görüşeceğim. | Open Subtitles | غداً ، سأجري مقابلة مع كل واحد منكم بشأن ما دار له في الأسر |
Hepsini zamanı gelince halledeceğiz fakat her birinizle konuşmak için can atıyorum. Çok yakında konuşacağız. | Open Subtitles | كل شيئ في وقته المناسب، لكنني أتطلع للتحدث مع كل واحد منكم، قريبا جدا. |
Bu yüzden, bu adam buraya gelmeden önce her birinizle konuştu.. | Open Subtitles | هذا هو السبب في هذا الرجل تحدث إلى كل واحد منكم قبل أحضر لك أكثر. |
Bu yüzden, bu adam buraya gelmeden önce her birinizle konuştu.. | Open Subtitles | لهذا السبب هذا الرجل تحدث مع كل واحد منكم قبل أن يحضركم هنا |
her birinizle oturup ince sorular, sormak ve sizi biraz daha tanıma | Open Subtitles | أريد أن تسنح لي الفرصة لأجلس مع كل واحد منكم لأطرح عليكم بعض الأسئلة الإستفسارية... |
her birinizle birlikte dünyaya hizmet etmekten onur duydum. | Open Subtitles | كان شرفاً العمل بجانب كل واحد منكم |
Bu anlamsız maskaralığın bir parçası olarak da Winston Üniversitesi, benimle, yani tıp fakültesinin başkanıyla her birinizle alakasız bir tören öncesi görüşmesi yapmamızı istiyor. | Open Subtitles | وكجزء من هذه التمثيلية العديمة الجدوى جامعة (وينستن) تطلب من كل واحد منكم أن يجلس معي "رئيس الطب" |
her birinizle röportaj yapacak. | Open Subtitles | سوف تقوم بمقابلة كل واحد منكم |
her birinizle görev yapmak benim için gurur vericiydi. | Open Subtitles | {\pos(192,220)} لقد كان من دواعي فخري أن أعمل مع كل واحد منكم |
Bugün burada olduğunuz için her birinizle ayrı ayrı gurur duyuyorum. | Open Subtitles | سعيده لتواجد كل واحد منكم هنا |