| her türden fikir aldık. Evet, hayır ya da bilmiyorum. | TED | حصلنا على كل أنواع الآراء. نعم، لا أو لا أعرف. |
| Pachinko salonları ve her türden acayip taklit dükkanlar bulunurdu. | Open Subtitles | صالات باتشينكو للإشياء المقلدة و كذلك كل أنواع الدكاكين الغريبة |
| Bunun da ötesi, şirketler bize her türden internete bağlı cihaz sunuyor. | TED | أبعد من ذلك، تقدّم لنا الشركات جميع أنواع الأجهزة المتّصلة بالإنترنت. |
| her türden inanç, cinsel kimlik ve fiziksel engelleri, yeni doğmuş veya ölümcül hasta. | TED | من جميع أنواع المعتقدات، والهويات الجنسية أو العاهات البدنية، ومنهم الأطفال حديثي الولادة أو المرضى الميؤوس من شفائهم. |
| İki aslanı göndermek ya da her türden bir, aslında ikisi de aynı sayıda hamleyle sonuca götürür. | TED | إرسال أسدان أو أسد واحد وحيوان بري واحد في الواقع يمكن أن يؤدي إلى حلول لنفس العدد من التحركات |
| Ben de dadılık yaptım ve ebeveynler gittiğinde her türden partiyi verdim. | Open Subtitles | أعتادت أن أجالس الأطفال وكنت أقيم كل أنواع الحفلات عندما يغادر الآباء |
| Ortada bir şeyleri içeren ve diğerlerini dışarıda bırakan her türden orta derece gerçekler vardır. | TED | هناك كل أنواع الحقائق الوسيطة التي تتضمن بعض الأشياء ويترك أخرى. |
| Toplumumda akıl hocalarının yönlendirdiği her türden insan var. | TED | هناك كل أنواع الناس في مجتمعاتي الذين رأيتهم و قد ساعدهم معلمون. |
| Sensörlerimiz artık önceki teknolojiden on kat daha iyi ve şu an her türden yeni teleskoba yerleştiriliyorlar. | TED | ومستشعراتنا الآن هي أفضل عشرة أضعاف من الحالة الفنية السابقة ويتم وضعها في كل أنواع التلسكوبات الجديدة. |
| Herbirinin farklı veri formatları vardı. her türden farklı dökümantasyon sistemleri. | TED | كان لديهم كل أشكال البيانات المختلفة. كل أنواعها، كل أنواع أنظمة التوثيق. |
| Ama biz bu fikre nasıl ulaştık, her türden hasta insanı tek bir büyük binaya koyma fikrine? | TED | ولكن كيف انتهى بنا الأمر هنا، بإيجاد هذه الفكرة بوضع جميع أنواع المرضى معاً في مبنى واحد كبير؟ |
| Erkekler için, fermuarlı her türden valiz mevcuttur. | Open Subtitles | إن لدينا جميع أنواع حقائب السفر الرجالية ذوات السوستة |
| Fotoğraf gününe mükemmel bir giysi bulmak için her türden görünüşü denedim. | Open Subtitles | من أجل الوقوع على اختيار مناسب جرّبت جميع أنواع الأزياء |
| Siz çocuklar, her türden bitkiyi yetiştirebileceksiniz. | Open Subtitles | ستنمو جميع أنواع النباتات لكم أيها الأطفال |
| Bu beklenmeyen haber bir karmaşa yarattı her türden çelişkili tepkiler. | Open Subtitles | هذه الأخبار الغير مُتوقعة أسفرتعنضجة... وإلى جميع أنواع ردود الفعل المتناقضة. |
| Örneğin, ilk kimin karşıya geçeceğiyle alakalı beş seçenek var: bir antilop, bir aslan, iki antilop, iki aslan ya da her türden birer tane. | TED | على سبيل المثال، يوجد خمس خيارات لمن يعبر أولًا: حيوان بري واحد أسد واحد حيوانان بريان أسدان أو أسد واحد وحيوان بري واحد |
| Duvara yerleştirilen bilgisayarlardan koydum. DNA kopyalama hakkında internetten her türden bir sürü şey indirdim bir çoğunu ben bile anlamadım. | TED | وضعت حواسيب فتحة على الحائط هناك، حمّلت كل انواع المعلومات عن نسخ الحمض النووي من الانترنت، اشياء انا شخصياً لا افهمها. |
| İşte Tanrı, her türden hayvanı barındıran cennet bahçesinde. | Open Subtitles | هذا هو الله في جنة عدن، الممتلئة بكل أنواع الحيوانات. |
| her türden arkadaş ediniyoruz. | Open Subtitles | حسناً, يبدو بإنك تحظى بجميع أنواع الأصدقاء. |
| Eskiden çayırlar, ormanlar, çayır çukurları, ördek alanları ve her türden şey vardı. | TED | كانت اليابسة عبارة عن براري وغابات ومستنقعات ومناطق للبط البري وكل أنواع الكائنات. |
| Londra Şehri her türden acenteyle kaynıyor. | Open Subtitles | مدينة لندن، فإنه يؤكد مع وكلاء من كل نوع. |
| her türden, her ırktan insana... Avukat, rahip, doktor, tanıdıklar... | Open Subtitles | كل الانواع وكل الاجناس ،محامين ،قساوسة دكاترة ،وشباب من احيائنا |
| Facebook olsun, WhatsApp olsun Hintliler her türden şeyi yazıp okuyup paylaşıyorlardı: berbat şakalar, uydurma popüler tarih, uzun, duygusal itiraflar, hükümete karşı eleştiriler. | TED | سواء كان على الفيس بوك أو الواتس أب الهنود كانوا يكتبون وينشرون ويقرؤون في كل المجالات النكات التافهة وتاريخ البوب المزيف الاعترافات العاطفية الطويلة الانتقادات ضد الحكومة. |
| Burada her türden hasta vardır. her türden... | Open Subtitles | لدينا هنا جميع الأنواع من المرضى جميع الأنواع |
| Burada parti veriyoruz! her türden biramız var. | Open Subtitles | نحن نلهو بالداخل , لدينا جميع انواع البيرة |