Askerlerin morali çok yüksek, efendim. Gitmek için çok hevesliler. | Open Subtitles | سيدى , إن الرجال فى حالة نفسية جيدة متلهفون للذهاب |
Evet...hevesliler, çünkü savaşın tadını bilmiyorlar. | Open Subtitles | نعم. . إنهم متلهفون لأنهم لا يعرفون طعم المعركة |
Başkanın seçimi şimdi Temsilciler Meclisi'nin ellerinde. Bazı federalistler bu çıkmazı daha da uzatmaya hevesliler. | Open Subtitles | إختيار الرئيس يقع الآن مجاناً على أحد الممثلين وبعض الأتحاديين متلهفون لأطالة المازق |
Bahis için çok hevesliler, ama bahisçilere ödeme yapmak gerekiyor. | Open Subtitles | مالمشكلة؟ إنهم متحمسون للغاية للمراهنة وذلك لكنهم ليسوا قادمين عندما يأتي وكيل المراهنات من أجل تنظيم الأمر |
Yeni programınıza katkı sağlamaya hevesliler. | Open Subtitles | الناس متحمسون للمشاركة في خطتك الجديدة |
Peki neden Sontaranlar sizi durdurmak için bu kadar hevesliler? | Open Subtitles | إذا، لماذا (السونتارنز) حريصون على إيقافها ؟ |
Yakın arkadaşlar ve akrabalar bebek bakımında anneye yardımcı olmak için hevesliler. | Open Subtitles | الأصدقاء والأقرباء الحميمون تواقون لمساعدة الأم برعاية الصغير. |
Los Angeles'ta insanlar gizli duygularını anladıklarını göstermeye çok hevesliler. | Open Subtitles | في (لوس أنجليس)، أنهم متلهفون لكي يظهروا فهمهم لإفكارك الخاصة |
Los Angeles'ta insanlar gizli duygularını anladıklarını göstermeye çok hevesliler. | Open Subtitles | في (لوس أنجليس)، أنهم متلهفون لكي يظهروا فهمهم لإفكارك الخاصة |
Ve bu ozel gunde onlari emzirmeyi geciktirmis olan annelerine ulasmaya cok hevesliler. | Open Subtitles | و متلهفون للوصول إلي أمهم... التي تأخرت في أطعامهم في هذا اليوم المميز... . |
Çok hevesliler. | Open Subtitles | انهم متحمسون جدا |
Sarah! Anlaşılan benim burada kalmam için çok hevesliler. | Open Subtitles | مرحباً (سارا) يبدو أنهم حريصون على بقائي هنا |
Onlara göre rahatsız edici bir yaşam süren bu zavallı kadını mahvetmeye pek hevesliler. | Open Subtitles | انهم تواقون للتخلص من هذه المرأة المسكينة و التي أصبحت مصدر تهديد بالنسبة لهم |