Heydrich'i öldürürseniz, o zaman onları ve tanıdığın herkesi ölmüş farz et. | Open Subtitles | إن قتلتَ (هايدريك)، عندها يمكنك إعتبارهم و إعتبارّ أي شخص تعرفه ميتًا. |
Boynumuza Heydrich'i biz öldürdük, cinayet işledik yazan bir pankart asarız. | Open Subtitles | نضع لافتات حول أعناقنا مكتوبّ عليها أننا قتلنا (هايدريك) و ننتَحر. |
İsmi Reinhard Heydrich olan komutan insafsız yöntemleri yüzünden başka bir isimle anılır: | Open Subtitles | إسمه كان (راينهارد هايدريك) أسلوبه القاسٍ أكسبه إسم آخر |
Diels, Heydrich adına çalışıyor. | Open Subtitles | ان ديلز هو عميل للجنرال هيدريك |
Gözaltına alınacaksın Rudy Orgeneral Heydrich tarafından. | Open Subtitles | سيأخذونك للسجن (رودي) من طرف الجنرال (هيدريك) |
Heydrich kültürlü olmakla övünen soğukkanlı bir masabaşı katili olmaktan başka bir şey değildi. | Open Subtitles | هايدريش" كان قاتل" بارد جالساً خلف مكتب والذي تباهى بنفسه على أنه رجل ثقافة |
Ayrıca son derece katılımcıydı. Heydrich'in adı toplu katliamlarda geçiyor. | Open Subtitles | إسم "هايدرش" يبقى "اليوم مُعنياً "القتل الجماعى |
SS-Obergruppenführer Reinhard Heydrich'e suikast düzenlemek için buradayız. | Open Subtitles | نحن هنا لإغتيال صاحب رتبة "إس إس أوبر جروبن فورهر" (راينهارد هايدريك). |
Heydrich'i öldürürseniz Hitler Prag'ta taş taş üstünde koymaz. | Open Subtitles | إن قتلتَ (هايدريك)، سيدّمر (هتلر) مدينة "براغ" تمامًا |
Şimdi, biliyoruz ki Heydrich her gün Panenské Brezany'den evine gidiyor. | Open Subtitles | إذًا، نعلم أن (هايدريك) يعودّ إلى عائلته كل يوم عند "بانيتسكي بريجاني" |
Treni raydan çıkarabiliriz ama bu Heydrich'in ölümünü garantilemez. | Open Subtitles | يمكننا تغيير خط القطار، لكن هذا لا يضّمن مقتَل (هايدريك). |
Yardım etmek istiyor ama sadece Heydrich'in sabahları geliş ve gidiş saatlerini biliyor. | Open Subtitles | هو يرغب بالمساعدّة، لكنه يعرف فقط موعد وصول (هايدريك) في الصباح و موعد مغادرته. |
Reinhard Heydrich'e suikast düzenlenmesine yardım etmek üzereyiz. | Open Subtitles | نحن على وشك مساعدّتك في إغتيال (راينهارد هايدريك) |
Heydrich bu şehirde yaşayan insanları bir korku örtüsüyle boğuyor. | Open Subtitles | (هايدريك) يخنُق سكان المدينة بـ بطانية من الخَوف |
Heydrich geçtiğimiz Eylül'de buranın yönetimine geçtiğinde ilk emri bütün tutsakların idam edilmesi oldu. | Open Subtitles | و عندما وصل (هايدريك) هنا في سبتمبر الماضي، أول أوامره كان ينُص على إعدام جميع الأسرى |
Heydrich beni korkutuyor John. | Open Subtitles | هيدريك هذا يخيفني، جون |
Seni, beni öldürmen için Heydrich'in gönderdiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أن هيدريك أرسلك لقتلي |
Karl Frank geçici bir süre için Heydrich'in yerini alarak olağanüstü hal ilan etti ve sokağa çıkma yasağı getirdi. | Open Subtitles | (كارل فرانك)، تولى منصب (هيدريك) مؤقتًا و أُعلنت حالة الطوارئ و حظر التجول |
Heydrich ve SS komutanı Heinrich Himmler Hitler adına dev denebilecek bir adım atmışlardı. | Open Subtitles | هايدريش" ورئيسه" "هينريش هيملر" رئيس الـ "إس إس" سينظّمان تقدم هذه القفزة "النوعية للأمام من أجل "هتلر |
Heydrich'in kumandası altında Einsatzgruppen olarak bilinen 4 Ölüm Birliği vardı. | Open Subtitles | تحت قيادة "هايدريش" كانت هناك أربعة فرق تدخل مُساندة ، أو فرق قتل كلّ منها تتراوح من 600 الى 1000 رجل |
A birliği Baltık eyaletlerinde Heydrich'in talimatlarını bir kademe öne çıkarıp sadece Yahudi liderlerini değil genç Yahudileri de toplamaya başlamıştı. | Open Subtitles | أخذت توجيه "هايدريش" كحدّ أدنى وبدأت فوراً فى إعتقال ليس فقط قادة اليهود لكن كلّ الشباب اليهود |
Heydrich'in ölüm birliklerine verdiği talimatlarda olduğu gibi Yahudilere karşı büyük bir kin besleniyordu. | Open Subtitles | جمعوهم هنا في تصرف إنتقامىّ من النوع الذى طلب هايدرش" من فرق التدخل تشجيعه" |