At gitti. Ondan güzelce kurtulduğumda Heyecandan ölümcül bir kalp krizi geçirdi. | Open Subtitles | لقد أصيب بـ نوبة قلبية من الإثارة ولقد تخلصت منه بشكل صحيح |
Heyecandan bayılma sakın. | Open Subtitles | حاولي أن لا تغيبي عن الوعي من فرط الإثارة |
Annenizi her türlü Heyecandan uzak tutmalısınız, heyecanın tehlikesinden. | Open Subtitles | عليكم إبعاد أمكم عن الإثارة مهما كان نوعها |
O buna alışkın. Biz Heyecandan ölüyoruz. | Open Subtitles | إنها معتادة على كل ذلك نحن ينتابنا الحماس |
Zevk ve Heyecandan başka bir şey vaat edemeyen adamlarla takılıyorum. | Open Subtitles | الذين لا يقدمون إليّ سوا المتعة و الحماسة. |
Bu alandaki eksikliğimi babam duysa Heyecandan bayılırdı. | Open Subtitles | والدي سيجن فرحاً لرؤيته عدم خبرتي في هذا المجال ماذا عن اللعق؟ |
Tüm o Heyecandan, Bayan Jordan'nın benden tansiyon ilacını getirmemi istediğini unutmuşum. Arabada bırakmış. | Open Subtitles | طلبت منّي جلب خافض ضغط الدم لقد ترَكته في السيارة |
Tüm bu Heyecandan dolayı biraz yoruldum. | Open Subtitles | تعلمى , أنا فقط لقد أنتهيت للتو من كل هذه الاثارة |
Annenizi her türlü Heyecandan uzak tutmalısınız, heyecanın tehlikesinden. | Open Subtitles | عليكم إبعاد أمكم عن الإثارة مهما كان نوعها |
Tüm bu Heyecandan uzak duramayacağını bilmeliydim. - Donna! | Open Subtitles | لقد كان علي أن أعلم بأنكِ لن تبقي بعيدة عن الإثارة |
Buradaki birazcık Heyecandan korktuğunuzu söylemeyin. | Open Subtitles | هيا ، لا تخبرني انك خائف من بعض الإثارة هنا |
Endişelenecek bir şey yok tatlım. Bayılmış olmalısın. Heyecandan olsa gerek. | Open Subtitles | لا تقلقى يا عزيزتي أعتقد أنك غبتي عن الوعي ,لمثل هذه الإثارة, |
Cerrah, Heyecandan olabilir dedi. | Open Subtitles | حسنا , الجراح قال بأنها سببت من خلال الإثارة أوه أو الانسداد |
Ve bu teknolojiye duyulan Heyecandan ötürü, CRISPR teknolojisini ticarileştirmek için kurulmuş yeni şirketlere duyulan ilgi ve bu şirketlere yatırım yapmakta olan girişimciler çok fazla. | TED | ولوجود الكثير من الإثارة فيما يخص هذه التقنية هنالك اهتمام كبير في إنشاء شركات تعمل على تسويق تقنية كريسبر تجاريا والكثيرمن رجال الأعمال الذين يستثمرون في هذه الشركات. |
Heyecandan birbirimizi kaybettik. Bunun üzerine stüdyoya gittim. | Open Subtitles | و في خضم الإثارة ، إنفصلنا عن بعضنا |
Ben de Heyecandan konuşamıyorum. | Open Subtitles | انه من الصعب جدا ان اتحدث بلباقة مع كل هذا الحماس |
Çocuklar, Heyecandan unutmuşum, ben yüzmeyi bilmiyorum! | Open Subtitles | يا رفاق، مع كل هذا الحماس نسيتُ أنني لا أعرف السباحة |
Heyecandan on saniye içinde biletle gittim. | Open Subtitles | تحولتُ من الحماس إلى الإنزعاج في حوالي 10 ثوانٍ |
- Öyle sanıyorum. - Afedersin, Heyecandan içim içime sığmıyor olmalıydı. | Open Subtitles | على ما أظن - اعذريني ولكن بكل هذه الحماسة - |
Heyecandan titriyorum... | Open Subtitles | إنّي أرتعد من الحماسة! |
İçimden bir his diyor ki, evlenme teklif ettiğim zaman Heyecandan ölecek. | Open Subtitles | سوف تموت فرحاً عندما أتقدم إليها |
Tüm o Heyecandan, Bayan Jordan'nın benden tansiyon ilacını getirmemi istediğini unutmuşum. Arabada bırakmış. | Open Subtitles | طلبت منّي جلب خافض ضغط الدم لقد ترَكته في السيارة |
Bence çok heyecanlıydı ama onun gününü düşünürsek başına gelen bütün Heyecandan uzaklaşmasını sağlayacaktır. | Open Subtitles | سيكون ممتعاً الخروج من كل هذه الاثارة |
Heyecandan öleceğim. | Open Subtitles | إنّ الترقّبَ يَقْتلُني. |
- Eminim şu anda Heyecandan yerlerinde duramıyorlardır. | Open Subtitles | لا بدّ أنّهم الآن حابسين أنفاسهم انتظاراً |