"Rüya" temasının bir parçası olacağım için çok heyecanlanmıştım ancak daha sonra fark ettim ki; "Kâbus?" kısmının başını çekiyormuşum. | TED | كنتُ متحمساً لأكون جزءاً من "الحلم" الفكري. وثم وجدتُ أنني أقود الجزء المروع "الحلم المروع" منه. |
Çok çocukça bir şeydi. Çok heyecanlanmıştım. Ya şimdi? | Open Subtitles | كان تصرفاً سابق لأوانه كنت متحمساً فحسب |
Çok heyecanlanmıştım... ve eve erken gelip sana sürpriz yapmak istedim. | Open Subtitles | و كنت متحمسة جداً و كنت سأرجع المنزل مبكراً لأفاجئك بهم |
Çok heyecanlanmıştım çünkü o gördüğüm ilk gerçek ünlüydü ve benim öğrenmem gereken şey de tam olarak buydu birilerinin adımlarını takip etmek. | Open Subtitles | لقد كنت متحمسة جدا , لأنه كان أول شخصية شهيرة أقابلها و قد كان هذا تماما ما أردت تعلمه كيف امشي على خطاه |
çünkü ben, uh, baba olacağım için heyecanlanmıştım biliyorsun, sadece bir baba figürü değil, yani, bir baba. | Open Subtitles | لأنني كنت متحمسا لأن أصبح أبا تعلمين ليس فقط كشكل الأب |
Ben sadece çok heyecanlanmıştım o da çok tatlı, destekleyici ve tutkuluydu. | Open Subtitles | إنني فقط, تحمست جدا وهو لطيف جدا وداعم ومتحمس |
Dikkatim dağılmıştı ve seni gördüğüm için heyecanlanmıştım. | Open Subtitles | لقد كنتُ منشغلاً , كنتُ متحمّساً . لرؤيتكِ هذا مافي الأمر |
Dürüst Kal projesine başladığıma gerçekten heyecanlanmıştım | Open Subtitles | كنت متحمساً بالفعل لأبدأ برنامج "الخوف أساس السلوك الجيد" |
Uyandığın için çok heyecanlanmıştım. | Open Subtitles | كنتُ متحمساً كثيراً لأنَّكِ إستيقظتي |
Çünkü ilk bulduğumda acayip heyecanlanmıştım. | Open Subtitles | لأني كنت متحمساً حقاً عندما خطرت على بالي! |
Jerry kabarık gömleği giydiği için çok heyecanlanmıştım. | Open Subtitles | كنت متحمساً لأن (جيري) يلبس القميص الفضفاض |
Jerry kabarık gömleği giydiği için çok heyecanlanmıştım. | Open Subtitles | كنت متحمساً لأن (جيري) يلبس القميص الفضفاض |
Çok heyecanlanmıştım. | Open Subtitles | لقد كنت متحمسة جدا , لأنه كان أول شخصية شهيرة أقابلها |
Ben ciddi olduğunu sanmıştım o yüzden bayağı heyecanlanmıştım ama oyunun bir parçasıymış. | Open Subtitles | لقد اعتقدت انه كان حقيقيا حسنا لقد كنت متحمسة لذلك لكنه كان فقط جزء من اللعبة |
Makale teklifini duyunca oldukça heyecanlanmıştım ama şimdi içime bir kurt düşürdün. | Open Subtitles | كنتُ نوعاً ما متحمسة عن المقالة ولكن الآن جعلتيني أشعر بالسوء |
Sonunda okula gidebileceğim ve sana yardım edebileceğim için heyecanlanmıştım. | Open Subtitles | كنتُ متحمسة للذهاب لتلك المدرسة و ... مساعدتك |
Sana da bu seçimleri empoze etmeye çalıştım çünkü sen dünyaya indiğin zaman arkamı kollayacak birisi olacağı için çok heyecanlanmıştım. | Open Subtitles | وكنت أحاول تطبيق هذه القرارات عليك لأنه عندما هبطت لهنا كنت متحمسة لوجود شخص لأضعه تحت جناحي... |
En son sabahleyin bu kadar heyecanlanmıştım. | Open Subtitles | أخر مرة كنت متحمسا بهذا الشكل هذا الصباح |
Yeni bir şey bulmuştum, çok heyecanlanmıştım çünkü çengel bulmacalar yapmıştım ama bu bir başkasının matrisinin içini doldurmak gibiydi. | TED | لقد صنعت شيئا جديدا .. كنت متحمسا جدا لأنه كما تعلمون .. أني صنعت ألغاز الكلمات المتقاطعة لكنه كان نوعا ما مثل أن تكون متمثلا في جسد شخصا أخر. |
Brad'in gerçek dans arkadaşı bağ dokusu zedeledikten ve yerine birini bulmak için okula astığı afişe kimse cevap vermedikten sonra dans arkadaşım olur musun dediğinde çok heyecanlanmıştım. | Open Subtitles | أنا تحمست كثيراً عندما سألني "براد" لأكون شريكته بعدما تعرضت شريكته الرئيسية للمرض و شريكته البديلة لتمزق بالأربطة |
Özür dilerim, çok heyecanlanmıştım. - Heyecanlandığını biliyorum. | Open Subtitles | آسفة , لقد تحمست جداً |
Ama orada çok heyecanlanmıştım. Çok korkmuştum, kaçmak istedim. | Open Subtitles | كنتُ متحمّساً جداً، وكذلك كنتُ خائفاً ووددتُ الهرب. |
Annemi bulduğumda çok heyecanlanmıştım. | Open Subtitles | عندما وجدْتُ أمّي كنتُ متحمّساً |