Unutma, güneş hiç beklemediğin bir anda batar. | Open Subtitles | وتذكر، تغرب الشمس عندما لا تتوقع ذلك |
Bir ara, hiç beklemediğin zamanda seni bulacağım. | Open Subtitles | بوقت ما، حين لا تتوقع هذا سأجدك |
hiç beklemediğin bir anda ensende belireceğim. | Open Subtitles | سوف آتي إليك عندما لا تتوقع ذلك |
Evet, fırsatlar hiç beklemediğin anda karşına çıkar, canım. | Open Subtitles | نعم عزيزتي فالفرصة تأتي من حيث لا تتوقعينها |
Herkesin tek söylediği rüzgar tam yerindeyse ve gece mükemmelse hiç beklemediğin bir anda ama her zaman en ihtiyacın olan zamanda bir şarkı çalar. | Open Subtitles | كل ما سيخبركِ به أي شخص بأنه حين تهب الرياح وتكون الليلة مثالية... حين لا تتوقعينها... |
hiç beklemediğin anda yapılan bir övgü. | Open Subtitles | مجاملة عندما لا تتوقعينها |
Kevin, hiç beklemediğin bir anda, senin o penisini ısıracağım. | Open Subtitles | كيفين)، في يوم ما عندما لا تتوقع) سوف أقضي على رجولتك |
Ve seni hiç beklemediğin bir anda öldürecekler. | Open Subtitles | وسيقتلونك عندما لا تتوقع هذا |