Kafamı toplayamadım. Burayı terk etmeyi hiç düşünmedim. | Open Subtitles | لا أستطيع حسم القرار لم أفكر بمغادرة هذا المكان |
Çünkü yemin ederim, yeteneğin olup olmadığını hiç düşünmedim. | Open Subtitles | لأني أقسم بالله، لم أفكر قط بمسألة أنك قادرة أم لا |
hiç düşünmedim, göreceğiz bakalım. | Open Subtitles | لم أفكر في هذا الأمر لا أعتقد أنها مملوئة بالرصاص |
Tekrar oraya gitmem gerekeceğini hiç düşünmedim. | Open Subtitles | لم أعتقد أبداً أنّي سأعود لهذا المكان مجدّداً. |
Tuhaf ama, zengin olmayı hiç düşünmedim. | Open Subtitles | إن هذا غريب ولكنني لم أظن أنني سأصبح ثرياً |
Bunu doğrudan FBI'ya raporlamayı hiç düşünmedim. - Kim çaldı? | Open Subtitles | لم افكر ابد ان ارفع تقرير عن ضياعه للاتحاد الفيدرالي. |
Bu konuda hiç düşünmedim. Bazen farklı şekillerde imza atarım. | Open Subtitles | لم أفكر في هذا أوقع بإسمي بإختلاف أحياناً |
O dalgın yüzün arkasında aslında kim var, hiç düşünmedim. | Open Subtitles | لم أفكر أبداً بما كان وراء ذلك الوجه المتأمل |
Bu canımı çok acıttı. Ama seni ne hale çevirdiğini hiç düşünmedim. - Eve gidiyoruz. | Open Subtitles | لقد أشعرني ذلك بالألم دائما لكنني لم أفكر كيف أثّر ذلك عليك |
Geri dönmeyi hiç düşünmedim. Uzun zamandır buradayım. Başka bir yerde yaşayamam gibime geliyor. | Open Subtitles | لم أفكر بالعودة للأعلى لقد أقمت هنا طويلا حتى بدا لي المكان كالأعلى |
Ama şunu dürüstçe söyleyebilirim ki şu son birkaç aydır onu bu şekilde hiç düşünmedim. | Open Subtitles | ولكنني اقولها بصدق انني منذ عدة شهور مضت لم أفكر به بهذه الطريقة |
hiç düşünmedim desem yalan olur. | Open Subtitles | سأكذب إن لم أقل أنني لم أفكر بهذا من قبل. |
Bu şartlar altında bunu hiç düşünmedim ama genel olarak konuşursak, evet! | Open Subtitles | حسناً، لم أفكر أبداً في الأمر بتلك المصطلحات نفسها ولكن بالحديث عموماً، أجل |
Kesinlikle hiç düşünmedim. Aklımın ucundan bile geçmedi. | Open Subtitles | أنا قطعاً لم أفكر بذلك، لم يخطر ببالي أبداً |
Duyulmayı o kadar çok istedim ki dinlemeyi hiç düşünmedim. | Open Subtitles | بحيث أنني لم أفكر أبدا في الاستماع لكنّ معظم ما أسفت عليه |
Haftada 90 saat boyumca büyük bir firmada çalışmak isteyeceğini hiç düşünmedim. | Open Subtitles | لم أعتقد أبدا انك ستكوني مهتمة للعمل لشركة كبيرة و 90 ساعة عمل بالاسبوع |
O adamı bir daha göreceğimi hiç düşünmedim. | Open Subtitles | لم أعتقد أنني سأرى هذا الرجل مجددًا هيّا. |
Bildiğim benim kızım olduğunu söylemiş olmasıydı, ama onun babası olabileceğimi hiç düşünmedim. | Open Subtitles | أعلم أنّها قالت أنّها ابنتي، لكنّي لم أظن أنّني والدها |
O kızları geride bıraktım. hiç düşünmedim. | Open Subtitles | وانا تاركة كل هؤلاء الفتيات خلفى لم افكر بهم |
Bu noktaya geleceğini hiç düşünmedim ama gerçekle yüzleşmeliyiz. | Open Subtitles | أكبرُ منه انا لم اعتقد قط بأنّنا نَعتمدُ على هذا لكن، يَجِبُ أَنْ نُواجهَ الحقيقةَ |
Seni hiç düşünmedim değil ama öncelikli olan kendimdi. | Open Subtitles | حسناً، ليس الأمر وكأنني لم أفكّر بك أبداً ولكنني كُنت الأولى |
Birinin bana zarar vermek için... onları incitebileceğini hiç düşünmedim. | Open Subtitles | لم أحلم يوماً بأن يحاول أحد أذيتي عن طريق إيذائهم |
- Para için yaptım bunu. Bu kadar abartacağını hiç düşünmedim. | Open Subtitles | فعلت الأمر من أجل المال لم أتخيل أن الأمر سيتفاخم هكذا |
Saklandım çünkü bulabileceğimi hiç düşünmedim. | Open Subtitles | أنا اختبأت منه لأنني لم أتصور أنني سأجده أبداً |
Bütün çocuklar böyle hikayeler duymuştur. Ama onun bunlara inandığını hiç düşünmedim. | Open Subtitles | كل الأولاد سمعوا القصة ولكني لم أظن أبداً أنه سيصدقها |
Sen ve çocukların ne yapacağını hiç düşünmedim. | Open Subtitles | حسنا لم افكر ابدا بشأن ماذا يحصل لكي وللأطفال. |