Işık kutusuna bakma şeklin daha önce hiç görmediğim bir şekildeydi. | Open Subtitles | طريقة تحديقك بعلبة المصابيح تلك كان شيئاً لم أره من قبل. |
Daha önceden hiç görmediğim bir kapıyı açtık. | Open Subtitles | لقد فتحنا باباً شيئاً لم أره من قبل |
Hüseyin duvara dayanmalıydı ama o gözleriyle... daha önce hiç görmediğim bir şey yaptı. | Open Subtitles | يجب على حسين أن يتكأ على الجدار ويفعل ذلك الشئ ،الذي فعله بعينيه وهذا ما لم أره أبدا من قبل |
Daha önce hiç görmediğim bir yerde. | Open Subtitles | في مكان ما لم أره من قبل |
Fakat bu adamlar daha evvelden hiç görmediğim bir protein kodu tarafından enfeksiyon kapmışlar. | Open Subtitles | أولئك الرجال أصيبوا بغشاء من البروتين لم أراه من قبل |
Bilgisayar daha önce hiç görmediğim bir program için bir ton bellek kullanıyor. | Open Subtitles | الحاسب يستخدم الكثير من الذاكره ليجرى برنامج لم أراه من قبل |
Yeni bir olgunluğa, daha önce hiç görmediğim bir özgüven sahipti. | Open Subtitles | لقد أصبحت بالغة ، لقد كانت واثقة بنفسها بشكل لم أره من قبل |
Sende daha önce hiç görmediğim bir otorite ve yetki sahibi olma hâli ortaya çıkarttı. | Open Subtitles | وبأنه أطلق فيك تعطشاً للسلطة والجاه بشكل لم أره من قبل. |
Kredisi konusunda. Bana şehrin daha önce hiç görmediğim bir yönünü gösterdin. | Open Subtitles | ـ لكيّ يتمكن من الحصول على قرضه ـ لقد أرتنيّ الجانب الجديد من البلدة الذي لم أراه من قبل |
Bu şey ya bir uçuk ya da daha önceden hiç görmediğim bir şey. | Open Subtitles | حسناً، إما أن هذا داء الهربس أو شيءٌ ما لم أراه من قبل. |