Bane senden hiç memnun değil. Seni hemen görmek istiyor. | Open Subtitles | باين، غير سعيد معكِ إنه يريد رؤيتكِ الآن |
Avukatım bundan hiç memnun değil ama size Grady'i anlatmalıyım. | Open Subtitles | مستشاري هنا غير سعيد .. و لكن علي أخباركم بشأن غريدي |
Kalabalık bu durumdan hiç memnun değil. | Open Subtitles | الجمهور غير سعيد لهذه الحركة |
İlk bebek bakıcısı olan ablalarından birinin üzerine biniyor ve bu durumdan hiç memnun değil. | Open Subtitles | ،يُؤتى بأول جليسة له إحدى أخواته الكُبريات وهو ليس سعيدًا |
- Genç Bill hiç memnun değil. - Kesinlikle. | Open Subtitles | .بيل) الصغير ليس سعيدًا) |
Führer Leningrad'daki durumdan hiç memnun değil. | Open Subtitles | يبدو أن القائد غير مسرور |
Birisi bizi gördüğüne hiç memnun değil. | Open Subtitles | أحدهم غير مسرور بوجودنا. |