"hiç niyetim yok" - Traduction Turc en Arabe

    • ليس لدي نية
        
    • ليس لي نية
        
    • ليست لدي نية
        
    • أنا لا أنوي أن
        
    • ولا أنوي
        
    • ليس لديّ نية
        
    • ليس لي إهتمام
        
    • ليس لدي أي نية
        
    • لا نية لي
        
    Kendimi maskaraya çevirmeye hiç niyetim yok, sağ olun. Open Subtitles ليس لدي نية ان افعل شيء بنفسي الان شكرا لكم
    Nam salmış bir insafsızla buluşmak için yabani topraklara gitmeye hiç niyetim yok. Open Subtitles ليس لدي نية للسفر إلى البرية لمقابلة ناحر رقاب سيء السمعة
    Eğer soygunlardan bahsediyorsan ona bir şey anlatmaya hiç niyetim yok. Open Subtitles إذا تعني حول السرقات أنا ليس لي نية إخبارها أي شئ
    Linus, Elizabeth Tyson ile evlenmeye hiç niyetim yok. Open Subtitles لاينس، ليست لدي نية للزواج باليزابيث تايسون
    Kaybetmeye hiç niyetim yok. Open Subtitles أنا لا أنوي أن أخسر
    Ama artık yalnız bir kadınım ve geriye dönmeye hiç niyetim yok. Open Subtitles ولكني امرأة عزباء الآن، ولا أنوي العودة لما سبق
    Ve bu olayın beni yıkmasına izin vermeye hiç niyetim yok. Open Subtitles و ليس لديّ نية أن أدع هذا الشيء يكسرني.
    Evlenip bahçeli bir eve taşınmaya... hiç mi hiç niyetim yok. Open Subtitles سهل بالنسبة لك، رويبن انا ليس لي إهتمام بالزواج وسأنتقل إلى الضواحي
    Benim kaçmaya hiç niyetim yok, asla. Open Subtitles ليس لدي أي نية لمحاولة الهرب. أبداً.
    - Bir özür daha dinlemeye hiç niyetim yok, çünkü buradan çikiyoruz. Open Subtitles لا نية لي في الإستماع لإعتذار آخر الآن لأننا سنخرج من هنا.
    Pekâlâ, bu "birinin yerine işi yürütme" detayına başka bir örnek gibi geldi bana ve bunun için yeniden kolay hedef oyununu oynamaya hiç niyetim yok. Open Subtitles دعوةٌ "لأستمرار الأحتلال" على حسب علمي أنا، أولاً ليس لدي نية للعب ببطاقة جلسة البطه مرة أخرى
    Kaçırmaya hiç niyetim yok. Open Subtitles ليس لدي نية فقدانها.
    O bölgeye el attıklarında etrafta olmaya hiç niyetim yok. Open Subtitles ليس لي نية لأن أكون مع حولي أي ذهبوا وأين يذهبون
    Ona söyle Ted'e desin ki bugün onunla konuşmaya hiç niyetim yok. Open Subtitles أخبريها أن تخبر (تيد) أن ليس لي نية بالتحدث إليه اليوم.
    Ben eski bir mahkumum ve oraya geri dönmeye hiç niyetim yok. Open Subtitles أنا سجين سابق. ليست لدي نية للرجوع.
    Kaybetmeye hiç niyetim yok. Open Subtitles أنا لا أنوي أن أخسر
    Üstelik kafamı kazıtmaya da hiç niyetim yok. Open Subtitles ولا أنوي أن أحلق رأسي
    Seninle kavga etmeye hiç niyetim yok. Open Subtitles صراع؟ ليس لديّ نية للدخول في صراع معك.
    Evlenip bahçeli bir eve taşınmaya... hiç mi hiç niyetim yok. Open Subtitles سهل بالنسبة لك، رويبن انا ليس لي إهتمام بالزواج وسأنتقل إلى الضواحي
    Kardeşimi kaçıran eşkıyalarla anlaşmaya hiç niyetim yok! Open Subtitles ليس لدي أي نية للتفاوض مع العصابة التي خطفت أخي الصغير!
    Seninle işbirliği yapmaya hiç niyetim yok. Open Subtitles لا نية لي في مساعدتك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus