Fakat, yağmur yağdıktan sonra o iz silinir gider hiçbir iz kalmaz. | Open Subtitles | لكن بعد هطول المطر ستختفي كل العلامات ولن يكون لها أي أثر |
hiçbir iz olmadan on gün geçti. Bu kaçırılma ihtimalini güçlendiriyor. | Open Subtitles | عشرة أيام ومن دون أي أثر, احتمالية أنه مختطف في تصاعد |
Odada yaptığınız değişikliklerden hiçbir iz kalmamalıydı. | Open Subtitles | حرصتِ علي أنكِ لم تتركِ أي دليل علي أنكِ كنت بالغرفة |
Biraz daha yoluna devam edeceksin, ya da belki daha az, ama hiçbir iz bırakmadan tarihe karışacaksın. | Open Subtitles | سوف تدوم لفترة أطول قليلاً أو أقل قليلاً ولكنك ستختفي من دون أثر |
hiçbir iz bırakmadan cevaplar arıyorum ama dövme ismim haline geldi. | Open Subtitles | ابحث عن اجابة من دون اي شيئ استند عليه سوى الوشم الذي اصبح هو اسمي |
Arkada hiçbir iz bırakmaksızın kimseye görünmeden dışarı çıkmanın imkânsız olduğunu tespit etmişler. | Open Subtitles | لقد أكّدوا أن أي طريقة للخروج خلسة غير ممكنة دون ترك أي أثر |
Nazi geçmişlerine dair hiçbir iz istemiyorum. Bunu yapabilir misin? | Open Subtitles | لا أريد أي أثر لماضيهم النازي أتستطيع عمل ذلك؟ |
Bizden geriye hiçbir iz bırakmamak için bizi yok etmeyi tercih ettiler. | Open Subtitles | لذلك اختاروا تدميرنا لعدم ترك أي أثر لنا |
Vücutta 4 saat kalır ve hiçbir iz bırakmadan yok olur. | Open Subtitles | يبقى في الجسم لساعات، لكنه لا يترك أي أثر. |
Demek bu yüzden dairesinde kendine dair hiçbir iz bırakmadı. | Open Subtitles | هذا سبب عدم تركها أي دليل أو شيء كهذا في الشقة |
Tifo, tifo ateşi, zatürre ya da iskorbit hastalığından hiçbir iz yok. | Open Subtitles | لا يوجد أي دليل على التيفوس أو حمى التيفوئيد الإلتهاب الرئوي أو مرض الإسقربوط |
Hepsi aynı anda, hiçbir iz bırakmadan ortadan kayboldu. | Open Subtitles | لكنهم جميعا اختفوا في نفس اللحظة دون أثر خلفهم |
hiçbir iz bırakmadan cevaplar arıyorum ama dövme ismim haline geldi. | Open Subtitles | ابحث عن اجابة من دون اي شيئ استند عليه سوى الوشم الذي اصبح هو اسمي |
hiçbir iz bırakmadan cevaplar arıyorum ama dövme ismim hâline geldi. | Open Subtitles | بحثت عن الإجابات دون شيء ثابت أتمسك فيه غير الوشم الذي أصبح اسمي |
Yaptığında hiçbir iz bırakmamaya özen gösteriyordu. | Open Subtitles | فقد حرص على عدم ترك آثارٍ على ما فعل |
Her yere baktık ama ondan hiçbir iz yok. | Open Subtitles | لقد بحثنا في كلّ مكان، لكن ليس هناك أثر له. |
Aksine, bu resimlerde, bir Boeing 757'den bütünüyle hiçbir iz olmadığı gözükmektedir. | Open Subtitles | بالطبع . من هذه الصورِ لا يبدو أطلاقا أى أثر للبوينج 757 |
Bak, vücudumda hiçbir iz ya da işaret yok. | Open Subtitles | أنظروا: لا يوجد أي آثار أو علامات على جسدي |
Erkek yavrudan hiçbir iz yokken, | Open Subtitles | مع عدم وجود أي إشارة للذكر الصغير |
Orada olduğuna dair hiçbir iz yok. | Open Subtitles | ولا آثر على وجودك هناك. |
Şu anda ondan hiçbir iz yok. | Open Subtitles | -ليس من أثرٍ له . -يا للوداعة! |
Yaşadığı yere evine gittim, hiçbir iz yoktu. | Open Subtitles | لقد ذهبت إلى هناك، لشقته، ولكن لا آثر له. |
Bir cenaze töreni düzenlemeyeceğiz; ama hiçbir iz bırakmadan hepsini öldüreceğim. | Open Subtitles | لن نقيم جنازة، لكنّي سأعتني بهم دون ترك أيّ أثر لهم. |