Bu et parçasına hiçlikten bir ruh vermenin gururunu yaşıyor olmalısınız. | Open Subtitles | حسناً، وصلتم للغرور .. حيث توجب عليكم انتزاع الروح من العدم |
Bu kapının arkasında sonsuz hiçlikten başka bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيءٍ خلف هذا الباب عدى العدم اللا نهائي |
Tam bir hiçlikten bunu çıkartabilir, yoktan var edebilir. | TED | يستطيع أن يخلق من العدم المطلق. خلق من العدم. |
Dünyanın hiçlikten var olmasını sağlayamazlar. | TED | لا يمكن لهذه القوانين أن تخلق الوجود من العدم. |
Ben hiçlikten geliyorum. | Open Subtitles | - لا - لقد كنت معدماً |
hiçlikten gelip hiçliğe giden biri. | Open Subtitles | شخص جاء من العدم و الذي يتجه للعوده إلى لا مكان |
hiçlikten uzaklaştırıldığı kadar yakın da olabilir. | TED | منزوع بقدر من العدم قد يمكن أن يكون. |
Çoğu kişi, zamanın ve uzayın bir şekilde hiçlikten varoluşa geçtiği bir başlangıç olduğu fikrini mutlak bir gerçek olarak kabullenmiştir. | Open Subtitles | التى كانت بداية- - التى بطريقة ما ظهر الفضاء والزمن من العدم |
Bir hiçlikten geldik ve bir hiçliğe gideceğiz. | Open Subtitles | نحن جئنا من العدم وسنذهب للعدم |
hiçlikten geliyorum ben. | Open Subtitles | والدتي كانت عاهرة وجئت من العدم |
Elde edeceğimiz her şeyi hiçlikten çıkaracağız. | Open Subtitles | أيّ شيء نحصل عليه, سنأتي به من العدم |
Vay. Bir anda hiçlikten belirdi. | Open Subtitles | نجاح باهر، وقال انه يظهر فقط من العدم. |
Ama... Tanrı dünyayı bir hiçlikten yarattı. | Open Subtitles | ..لكن لقد خلق الإله الأرض من العدم |
Bunu hiçlikten kurdum. | Open Subtitles | لقد بنيت هذا من العدم ولا شيء منه حقيقي |
Ben büyük bir hanede doğmadım. hiçlikten geldim ben. | Open Subtitles | لم أولد في منزل كبير، لقد أتيت من العدم |
Kıyaslanamaz bir dönüştürme gücü var. Ama bir limiti de var : hiçlikten herhangi bir şey yaratmaya müktedir olamaz. | Open Subtitles | أنها قوى رهيبة لكن لها حدود، "لا يمكنها خلق شىء من العدم" |
Belki fizik bu boşluğu doldurur ve gerçekten, 60'ların sonu veya 70'lerden beri fizikçilerin bizimki gibi bir evrenin tam bir hiçlikten nasıl varolduğunu, hiçbir şey yokken evrenin oluşmasına sebep olan kuantum dalgalanmasını açıklayacak saf bir bilimsel temel bulacaklarına dair iddiaları vardı. | TED | إذًا قد تستطيع الفيزياء ملئ هذا الفراغ، وفعلًا، منذ أواخر الستينيات أو حوالي السبعينيات، قد زعم علماء الفيزياء أن لديهم شرح علمي بحت لكيف أن كون مثل كوننا قد برز إلى الوجود من العدم المطلق، تقلب الكم من الفراغ. |
Sanki hiçlikten, bir dünyayı çağırabilirler. | TED | تستطيع الخلق من العدم. |
Ben hiçlikten geliyorum. | Open Subtitles | لقد كنت معدماً |