Her zamankiler gelmeyi bıraktı çünkü artık buranın Hipster barı olduğunu düşünüyorlar. | Open Subtitles | الزبائن المعتادون توقّفوا عن القدوم لأن الحانة لشاربِي الجعة الرخيصة الآن حسب اعتقادهم |
Hipster'ların sorunu da bu işte. | Open Subtitles | أترين، هذه هي المشكلة مع شاربي الجهة الرخيصة |
Hipster'ları uzak tutarak eski müşterilerimi geri kazanacağım. | Open Subtitles | أعيد زبائني القدامى بإبقاء محبيّ المشروبات الرخيصة بعيداً |
Sadece Los Angeles hoşuma gitmiyor. Bu beni Hipster yapmaz. | Open Subtitles | فقط لا أحب "لوس أنجليس" هذا لا يجعلني من الهيبز |
Hayır, Hipster falan değilim. | Open Subtitles | أنا لست من الهيبز |
Hayır, kastettiğim bu. Hipster* imajını deniyorum. | Open Subtitles | لا أنا أعني هذا فأنا أجرب مظهر العصريين |
Hipster partisine biraz geç kalmadın mı? | Open Subtitles | ألستم متأخرين قليلاً على حزب العصريين ؟ |
Hepimiz aynı Hipster kıyafetlerini giydiğimize göre kendimizi yalnız hissetmeyeceğiz. | Open Subtitles | لكن، اسمعوا، جميعنا جئنا مرتديين نفس الملابس الرخيصة... حتى لا تشعروا أن لا أحد يشارككم همّكم. |
Hipster'lar dönecek, değil mi? Evet. | Open Subtitles | شاربو الجعة الرخيصة سيعودون، أليس كذلك؟ |
Hipster'ların geri geleceğini söylemiştin. | Open Subtitles | قلت أنّ شاربي الجعة الرخيصة سيعودون |
- Hipster barı desene. | Open Subtitles | "كلمة حانة لـ"شاربي الجعة الرخيصة |
Çünkü "Hipster" olarak bilinen hızla yükselen tüketici bölümü -- ve onları bildiğinizi biliyorum -- ve bir Hipster, bilinmeyen bir ayakkabı ile okyanustaki plastikten üretilen Adidas arasında seçim yaptığında her gün Adidas'ı seçecektir, özellikle de Pazar günleri, çünkü çok önemli bir şey değilmiş gibi yürüyecek ama onlar hakkında konuşmak için fırsat kollayacaktır. | TED | لأنه إذا علمتم أن فئة متسارعة النمو من المستهلكين والمعروفة بالهيبز ... وأنا أعلم بأنكم تعرفونهم... وتعلمون أن الهيبز عندما يكون عليه الاختيار بين حذاء مجهول وأديداس المصنوعة من البلاستيك المجمع من المحيط سيشتري أديداس في كل يوم بالأسبوع ومرتين في الأحد، وسينتعلها كأن الأمر عادي لكنه سيتحين أي فرصة للحديث عنها. |