"hissedebiliriz" - Traduction Turc en Arabe

    • نشعر
        
    O halde bu şekilde, bir sürü farklı şey için pişmanlık hissedebiliriz. TED الآن خلال هذا السياق، يمكننا أن نشعر بالندم حيال أشياء كثيرة مختلفة.
    Yas tutan veya öfkelenen bir gruba destek olmuşuz gibi kendimizi iyi hissedebiliriz, ama aslında hiçbir şey değişmiyor. TED يمكنه أن يجعلنا نشعر بحال أفضل، وكأننا اشتركنا في عزاء مجموعة ما أو غضبها، لكنها فعلياً لا تغير من شيء.
    Aramızdaki bağlantıyı hissedebiliriz. TED ‫يمكننا أن نشعر بالانكسار‬ ‫ونافذة الإغلاق لشفائه.‬
    Öbür tarafta, azıcık hile de yapabiliriz, ve yine de kendimiz hakkında iyi hissedebiliriz. TED وعلى جانب آخر، يمكننا الغش قليلاً، وما نزال نشعر بالحُسن حيال أنفسنا.
    En sevdiğim şey, bu süreçte yaptıklarımızla ilgili iyi hissedebiliriz. TED والأمر الذي أحبه بشدة، أنه يمكننا أن نشعر بالرضا حول ذلك ضمن العملية.
    Eminim biraz beklersek, bebeğin kımıldanışını yine hissedebiliriz. Open Subtitles أراهن إذا انتظرنا لحظة يمكن أن نشعر الطفل يتحرك مرة أخرى
    - Fark şu ki hissetmek istediğimizde hissedebiliriz. Open Subtitles الإختلاف هو إننا عندما نريد أن نشعر. نستطيع.
    Onları duyabilirsek, hissedebiliriz de. Open Subtitles ان تمكننا من سماعهم, فبإمكاننا ان نشعر بهم أيضاً
    Tuzağa düşmüş hissedebiliriz, ama yine de insan olarak, özgür hissetmenin bir yolunu buluruz. Open Subtitles . . قد نشعر بالقيد ،لكن مع ذلك نظل بشراً فنجد طرقاً للحرية
    Bunu bize özel bir gösteri gibi hissedebiliriz. Open Subtitles و سوف نشعر أنها شاشة عرض وضعت هنا من أجلنا
    Bu yöntemle birbirimizin, dokunuşlarını hissedebiliriz. Open Subtitles بهذه الطريقه يمكن أن نشعر بلمسه أحدنا للأخر
    Ama birazcık uğraşla, böyle hissedebiliriz. Open Subtitles و لكن بالقليل من العمل يمكن أن نشعر باننا بهذا الشكل
    Çünkü benim gibi bir başkası daha yok ve bu, yalnızlık hissi veriyor ve hepimiz bunu hissedebiliriz. Open Subtitles لأنه لا يوجد شخص آخر مثلي وهو شعور موحش ونحن جميعاً نشعر به
    Google Glass ile bunu bir kaskın altına koyabiliriz ve sahada bir saatte 100 mil koşmanın neye benzediğini hissedebiliriz, kulaklarınızdan kan damlıyorken. TED مع نظارة غوغل، يمكننا وضع هذا تحت خوذة، ويمكننا أن نشعر بما يشبه العدو في الميدان بسرعة 100 ميل في الساعة، يخفق الدم في أذنيك،
    Tuzun tadını hissedebiliriz. TED يمكن أن نشعر بالملح على ألسنتنا.
    Dövmeleştirilebilir telleri ve elektronikleri mümkün kılan bir gelecek düşünüyorum. Bu sayede teknolojiyle vücudumuzu birleştirip dövmeleri dış aygıtlarımız değil de uzantılarımız gibi hissedebiliriz. TED أنا أتخيل مستقبلًا يساعدنا الوشم فيه، حيث أسلاك الوشم والوشوم الإلكترونية تمكننا من دمج التكنولوجيا مع أجسادنا، بحيث نشعر وكأنها جزء لا يتجزأ منا، بدلًا من الأجهزة الخارجية.
    "Ben rüzgâra dokunuyorum" diye hissedemeyiz ancak esinti biraz hızlanırsa hissedebiliriz. TED نحن لا نشعر," أنا ألمس الهواء," لكن إذا كان النسيم أسرع قليلاً عندها أستطيع الإحساس به.
    Ama "o"nu yaparsak, aramak için bir zorunluluk hissedebiliriz. Open Subtitles ولكن إن فعلنا ذلك، فقد نشعر... بإلتزام ما للإتصال...
    Nasıl daha yakın hissedebiliriz, biliyorum. Open Subtitles أنا أعرف كيف يمكننا أن نشعر أوثق.
    İkiyüzlü gibi hissedebiliriz. TED قد نشعر بشيء من النفاق.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus