"hissedecek" - Traduction Turc en Arabe

    • سيشعر
        
    • ستشعر
        
    • سيشعرون
        
    • سأشعر
        
    • سوف تشعر
        
    • للشعور
        
    • ليشعر
        
    • سوف يشعر
        
    Kızını öldüren adamın oy verdiği adam olduğunu öğrenince ne hissedecek dersin? Open Subtitles كيف سيشعر برأيك عندما يعرف أن الرجل الذي انتخبه أمر بقتل ابنته؟
    Şimdi, eğer bu çocuk dediğin şeyi yapmışsa gazabımı hissedecek. Open Subtitles الان,ان كان هذا الفتى قد فعل ما قلته,سيشعر بغضبي العارم
    Evanston'daki o adam üniformasının gittiğini fark ettiğinde neler hissedecek merak ediyorum. Open Subtitles تساءل كيف سيشعر الرجل في ايفانستون عندما يكتشف اختفاء زيه الرسمي
    Arabam eve giderken kendini çok boş hissedecek. Open Subtitles سيارتي ستشعر بالفراغ أثناء توجهها للمنزل
    Daha çok insanın ölümüne neden olursa nasıl hissedecek? Open Subtitles كيف ستشعر عندما تعرف أنها سبب موت الكثيرين ؟
    Sorun şu ki diğerleri de hipnoz altındayken aynı şekilde mi hissedecek? Open Subtitles :السؤال هو إذا كان تحت التنويم المغناطيسى فإن الأخرين سيشعرون بنفس الطريقة؟
    Acı hissedecek miyim? Open Subtitles هل سأشعر بالألم؟
    - Yakında, bütün dünya botlarımızı boyunlarında hissedecek. Open Subtitles قريباً سيشعر العالم كله بنعالنا فوق أعناقهم
    Şirin bir kedicik alacağız ve herkes daha iyi hissedecek. Open Subtitles سنحضر قطة صغيرة جميلة وجميعنا سيشعر بتحسن
    Dokuz ölümün acısını hissedecek ve bu kesinlikle onu öldürmeye yetebilir. Open Subtitles بعدها سيشعر بألم موته لتسع مرات، وهذا قد يكون كافياً لقتله بالفعل
    Hayır sadece kocası etraftayken biraz daha mesafeli davran. Yoksa senin yüzünden kendini tehdit ediliyormuş gibi hissedecek. Open Subtitles لا، حاول فقط أن تبتعد عندما يكون زوجها موجوداً، وإلا سيشعر أنه مهدّد منك
    Müşterin Bay Çifte Kavrulmuş hakkında ne hissedecek? Open Subtitles كلا كيف سيشعر زبونك حيال موت السيد المحترق ؟
    Peki kardeşin senin cehenneme gideceğini öğrendiği zaman nasıl hissedecek? Open Subtitles كيف سيشعر أخوك عندما يعرف أنك ستذهب إلى الجحيم؟
    Çünkü havam öyle sert sönecek ki Philadelphia'daki herkes bunu hissedecek. Open Subtitles لأنني سأخبو بقوة لدرجة ان فيلادلفيا كلها ستشعر بذلك
    Bu devam ettiği sürece içeridekiler gücü ele geçirdiklerini hissedecek. Open Subtitles كلّما طال هذا الوضع، كلّما ستشعر السجينات بتمتعهن بالقوة.
    Daha sonra kendini suçlu hissedecek ve bu da benim işime gelecek. Bu da neymiş? Open Subtitles لاحقاً ستشعر بالذنب وحينها سيكون هذا لصالحي وما هذا؟
    İşlerim çok yoğun ve bunu değiştiremeyiz. Bu annenle ilgili bir şey... Şey gibi hissedecek... Open Subtitles إنني حقاً مشغولاً في العمل و لا نستطيع بأن نغير ذلك مع والدتكِ لأنها ستشعر بأنكِ متحيزة
    Eğer bu kötü fikir gönderilirse ve hepimiz işimizi kaybedersek kendini bu konuda iyi hissedecek misin? Open Subtitles إذا توقّفت هذه الفكرة السيئة ، وخسرنا جميعا وظائفنا هل ستشعر بالرضى ؟
    O kadar ki Ağustos'un sonunda herkes 15 yaş gençleşmiş hissedecek. Open Subtitles لدرجة أنه بنهاية أغسطس, الجميع سيشعرون بأنهم أصغر بخمس عشرة سنة.
    Ayaklarının altından toprağın kaydığını hissedecek ve hayata dönecektir. Open Subtitles سوف تشعر بالارض تتغير أسفل قدميها مرات عديدة في حياتها
    Var gücüyle dua ediyordu, başka kimseye bir şey hissedecek yer bırakmıyordu. Open Subtitles وتدعو بشدة لم يكن هناك متسع مكان للشعور بشيء آخر
    Ve şimdi baltanın,kafasını hain vücudundan ayırışını hissedecek kadar uzun yaşayacak. Open Subtitles والان سيعيش كفايه ليشعر بالفأس يفصل رأسه الكاذب عن جسمه الخائن
    Sen gidersen, o köşeye sıkışmış hissedecek ve başka birini suçlamaya çalışacak. Open Subtitles إذا ذهبت، وانه سوف يشعر فقط يحشر ومحاولة إلقاء اللوم على شخص آخر.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus