"hissederler" - Traduction Turc en Arabe

    • سيشعرون
        
    • ويشعرون
        
    • شعروا
        
    • يشعرون
        
    • يَشْعرونَ
        
    Onları oraya tıkan köstebeğin yeni iş ortağım olduğunu duysalar sence nasıl hissederler? Open Subtitles باعتقادك كيف سيشعرون عندما يسمعونك، أنت الخائن الذي سلمهم، أنك كنت شريكي الجديد في العمل؟
    - Güney'i uyarayım, yoksa pusuya düştüklerini hissederler. Open Subtitles - دعيني انذر الجنوب - والا سيشعرون انهم مغرر بهم
    Bazen bizim göremediğimiz ve hissedemediğimiz şeyleri görür ve hissederler. Open Subtitles أحياناً يرون أشياءً لا نراها ويشعرون بأشياء لا نشعر بها
    Kutsal ailenin yaşadığı zor günler adına kendilerini bundan sorumlu hissederler. Open Subtitles يفكّـرون بالأوقـات العصيبـة التي مرّت ! بها العائلة المقدّسة ويشعرون بالذنب
    O kadar çok eğlenirler ki, tekrar çocuk gibi hissederler. Open Subtitles لقد حضوا سوياً بمرح كثير لدرجة شعروا بأنهم أطفالاً مجدداً
    Kalplerinin derinliklerinde her ne olursa olsun onlara yardım edecek biri olacağını hissederler. Open Subtitles و فى الاعماق يشعرون بذلك ومهما حدث سيكون هناك شخص ما هناك لمساعدتهم
    Eğer onlara saygı göstermezsen sana vurmak için, kendilerini zorunlu hissederler. Open Subtitles إذا أنت لم تَحترمُ ذلك، يَشْعرونَ بالاطرار لضَرْبك. وليس امر شخصي
    Eve elin boş dönersen ne hissederler sence? Open Subtitles كيف سيشعرون إذا عدتي خاوية اليدين
    Belki yatak odasında kendilerini daha iyi hissederler, Al. Open Subtitles ربما سيشعرون بالتحسن في غرفة النوم يا (آل)
    Kendilerini sorumlu hissederler. Open Subtitles سيشعرون بالمسؤولية
    Koşumlarımız yüzünden varlığımızı hissederler. Open Subtitles سيشعرون بوجودنا بسبب اللجام
    Bizim seçtiğimiz bir bankaya iki hafta içinde 10 milyon koyarsın yoksa Şeyh belki bundan fazla etkilenmez ama Florida'daki dostlarımız kendilerine saygısızlık edilmiş gibi hissederler. Open Subtitles إذا وضعت 10 ملايين في المصرف حقاً خلال هذه الأسبوعين، ليس "الشيخ" لوحد يشعر بعدم الإحترام. و إنما أصدقئنا في "فلوريدا" سيشعرون بذلك كثيراً و كذلك أنا.
    Kullimon ile ben inersek hissederler. Open Subtitles سيشعرون بوجود (كولمين) بِألجِوار
    Tanıkların aklı bulanır, kötü hissederler. Open Subtitles الشهود يغشى عليهم الأمر مع الوقت. ويشعرون بالأسى لما حدث.
    Diğerleri yapabildiği için ne yapacaklarını bilemezler ve beceremedikleri için kendilerini başarısız hissederler. Open Subtitles ولأن الأخرين يستطيعون القيام به، يشعرون بالارتباك، ويشعرون بالاخفاق الكامل لأنهم لا يستطيعون ذلك.
    Korunmasız hissederler, herkes onları görür. Open Subtitles ويشعرون تتعرض لذلك، يمكن للجميع رؤيتها.
    Yüz cerrahisi olduklarında, hayatları değişmiş gibi hissederler, çünkü diğer insanlar onları daha iyi insanlar olarak algılamaktadır. TED عندما اجريت لهم الجراحة، شعروا بتغيير في حياتهم، لأن بقية الناس أعتبرتهم أشخاصاً أفضل.
    Bir saniye için kendilerini güzensiz hissederler ve bir iki saat için güçlü hissetmeye ihtiyaç duyarlar. Open Subtitles إذا شعروا بعدم الأمان لثانية واحدة عندها يحتاجون أن يذهبوا للساعتين ليشعروا بقوتهم
    İhanete uğramış hissederler ise size karşı ayaklanabilirler. Open Subtitles إذا شعروا بالخيانة ، يمكن أن يتحدوا ضدك.
    İşte orada kendilerini güvende hissederler, korkulan bir lidermiş gibi. Open Subtitles الآن, يشعرون بالآمان هناك أنه لهم هيبة, مثل كلب ألفا
    Aslında, daha önce hiç sahip olmadıkları bir şeyi, kazandıklarını hissederler, yüzleri şimdi kişiliklerini yansıtmaktadır. TED يشعرون بانهم حقيقة جنوا ما لم يجنوه من قبل، وذلك ان وجوههم اصبحت تعكس شخصياتهم.
    Kendilerini en çok orada rahat hissederler. Open Subtitles هو حيث يَشْعرونَ أكثر المريحِ.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus