sen halk ulaşım şirketlerinden büyük hisselere sahip olanlardan birisin problem şu ki, sen anlamıyorsun şu anda iki kişiyle konuşuyorsun. | Open Subtitles | أنت أحد أكبر حاملى الأسهم فى شركة النقل العام المشكلة هي ، أنك لا تدرك أنك تتحدث لشخصان |
Bir açıklandı mı, bütün komisyoncular hisselere saldıracak. | Open Subtitles | عندما يعلن، كلّ سمسار كبير سيزحف لهذه الأسهم. |
Önemli adamların aldığı hisselere dokunamazsın ama fona girebilirsin. | Open Subtitles | لا تستطيع الإقتراب من الأسهم لكن فاحشي الثراء يستطيعون لكن ما تستطيع فعله هو الإستثمار في العقارات |
Ona hangi uluslararası hisselere sahip olduğumu sordum. | TED | لذلك سألته: "حسنًا، ما هي الأسهم الدولية التي أمتلكها؟" |
Bu yatırımcıların kaybeden hisselere neden daha fazla tutunduğunu açıklar - çünkü bunları göreceli bir şekilde değerlendirirler. | TED | وهو السبب أن مستثمري الأسهم يحتفظون بأسمهم الخاسرة لمدة أطول -- لأنهم يقيموا هذه الأسهم بشكل نسبي. |
Ben asla o hisselere sahip olmayı istemedim! | Open Subtitles | لم اقل ابداً انني سـأخذ هذه الأسهم |
Bir kez borsayı yükseltince de Birlik o hisselere yoktan satış yapacak ve sonra yükseliş bitecek. | Open Subtitles | - بالضبط وبمجرد ان تتضخم الفقاعة سوف يقومون بتقليص تلك الأسهم |
Wilkenson bu hisselere milyonlar yatırdı. | Open Subtitles | (ويلكينسون) يستثمر الملايين في هذه الأسهم |
Amy, o hisselere teklif verdiğim an Fortsman'ın parasını almış olurum. | Open Subtitles | (آيمي) عندما استولي على تلك الأسهم فأنا استوليت على مال (فورتس مان) |