| Bir arkadaşımın başından geçen bir olayı anlatacağım, çünkü bu Bosnalı arkadaşıma olanlar, bu anlattıklarımın tam olarak nasıl hissettirdiğini size göstereceğini düşünüyorum. | TED | سأقوم بسرد قصة حدثت لأحد أصدقائي ، صديقة بوسنية .. حول ما حدث لها. لأني أعتقد أنها ستصور لكم ذلك الشعور على حقيقته. |
| Ama önemli olan onların, senin için istediklerini senin istememenin ne hissettirdiğini biliyorum. | Open Subtitles | لكن المقصد هو، أعلم كيف هو الشعور عندما لا تريدين ما يريدونه لك. |
| Diğer bütün çocukların seninle iletişim kurmalarının nasıl iyi hissettirdiğini hatırlıyor musun? | Open Subtitles | كيف كان الشعور جيداً حينما كان يتطلع كل المراهقين الآخرين إليكِ؟ كلا.. |
| Sonunda, kendi kanından birinini dünyanı mahvetmesinden sorumlu olduğunda neler hissettirdiğini biliyorsun. | Open Subtitles | أخيرًا ستعي شعور كون أحد من دمك مسؤول عن هلاك عالمكَ بأسره |
| En sonunda yasal olarak evlenebilecek olmanın nasıl hissettirdiğini anladığını sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظن أنك تفهم كيفية شعور أن تستطيع أخيراً الزواج قانونياً. |
| Güven ve emniyet duygusunun yok olduğunu düşünmenin nasıl hissettirdiğini bilirim. | Open Subtitles | اعرف الشعور . عندما الثقة والأمان الذي كنت تتمتعين به يختفي |
| Bunun nasıl hissettirdiğini kimsenin anlayamayacağını düşünüyorsun, ama ben de bunları yaşadım. | Open Subtitles | تظنين أن لا أحد يمكنه فهم هذا الشعور لكني كنت في مكانك |
| Memnuniyet dışında hiçbir şey hissetmeden bir insanı öldürmek istemenin ne hissettirdiğini anladım. | Open Subtitles | أعرف تماما كيفية الشعور بالحاجة لقتل أحدهم وعدم الشعور بالرضا الذي كنت تنشده |
| Rakibinde karışım varken sende olmadığında nasıl hissettirdiğini öğrenmeni istedim. | Open Subtitles | أردتكِ أن تعرفي الشعور اذا كان لدى خصمكِ ذلك العقار |
| Daha yarış başlamadan bitiş çizgisini geçmenin nasıl hissettirdiğini sezdiğin içindir belki de. | Open Subtitles | تترقّب كيف يكون شكل الشعور بعبور خط النهاية حتى قبل أنْ يبدأ السباق. |
| İlk kez o zaman, o anın nasıl hissettirdiğini merak ettim. | Open Subtitles | كانت تلك أول لحظة أتساءل فيها عن كيف يكون هذا الشعور |
| Ben bir Alman'ım, bu yüzden tam olarak nasıl hissettirdiğini biliyorum. | TED | أنا ألماني شخصيًا، وأعرفُ تمامًا هذا الشعور. |
| Çiçeğin size hissettirdiğini istediğiniz renkle gösterin. | Open Subtitles | واستخدموا اللون الذي يعبر، عن الشعور الذي تمنحه لكم الأزهار |
| Tam burada bir silahın nasıl hissettirdiğini biliyor musunuz? | Open Subtitles | هل تعلم ماهو الشعور عندما يكون مسدسا هنا |
| Saf bir kaynak bulana kadar gücün nasıl hissettirdiğini unutuyoruz. | Open Subtitles | يا إلهي ينسى المرء كم هو جيد الشعور بالطاقة حتى يجد مصدر طاقة نقي |
| Saf bir kaynak bulana kadar gücün nasıl hissettirdiğini unutuyoruz. | Open Subtitles | يا إلهي ينسى المرء كم هو جيد الشعور بالطاقة حتى يجد مصدر طاقة نقي |
| Pankartın içinden geçmenin ne kadar iyi hissettirdiğini görmeni istedim. | Open Subtitles | أريدك أن ترين كم هو شعور جيد الركض خلال الورقه |
| Ve geçici mülkiyetle, bazı insanlar, New York şehrinde genç bir kız olmanın nasıl hissettirdiğini asla tecrübe edemezlerdi. | TED | وبالتبادل، أدركت أن بعض الأشخاص لن يعرفوا أبدًا ما شعور أن تكوني فتاة مراهقة في نيويورك. |
| Ella'nın ailesi gibi bir ailede yaşamanın nasıl hissettirdiğini bilmek istiyordum. | TED | أريد أن أعرف شعور العيش في عائلة إيلّا. |
| "Sadece bir insanın içinde olmanın nasıl hissettirdiğini bilmek istedim. " | Open Subtitles | أنا فقط أردت الإحساس بالشعور الذي ينتابك عندما تلمس ما بداخل الإنسان |
| O an, hatalı işleyen bir zihne sahip olmanın neler hissettirdiğini ilk öğrendiğim andı. Ve gerçekten zihin sağlığı savunucusu olduğum zamandı. | TED | هذا عندما أدركت مباشرةً ما يمكن أن تشعر به عندما يصيبك عطل في العقل. وهذا عندما أصبحت حقًا المدافع عن صحة الدماغ. |
| Bunun bir anlığına iyi hissettirdiğini, sonra ise üzdüğünü bilmiyorlar. | Open Subtitles | لا يعلمون أنه شعوره جيّد للحظـة وبعدهـا ينتـابك حزن عـاقبته |
| Bunun ne kadar güçsüz hissettirdiğini hayatta anlayamazsın, ne kadar güçsüz hissetiğimi. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تتخيل مدى الضعف الذي شعرت به وقتها كنت ضعيفاً |
| Şimdi, Cheerios'larımı ayartmanın bana ne hissettirdiğini anladın. | Open Subtitles | حسنا , الان تعرف شعوري عندما انتزعو مشجعاتي مني |
| En azından zorlukların nasıl hissettirdiğini anlayacaksın. | Open Subtitles | على الأقل سوف تحصل على فكرة ما المصاعب يشعر وكأنه. |
| Annenin ölümünden babanın sorumlu olduğunu öğrenmenin sana neler hissettirdiğini anlayabiliyorum. | Open Subtitles | يمكنني أن أتصور ما هو شعورك أن تكتشف ان والدك هو المسؤول عن وفاتها |