Eğer gelirse, başka hoş bir kızla tanışacak. Derslerin önceliği vardır. | Open Subtitles | إذا جاء سيقابل فتاة لطيفة أخرى الدراسة أولاً |
İşin özü, ben peynir bölümünde hoş bir kızla tanışmayı bekliyorum. | Open Subtitles | خلاصة القول , أنا أتطلع إلي مقابلة فتاة لطيفة من قسم الجبنة |
Sanırım Kate, bir keresinde internette hoş bir kızla tanışmamı kastetti. | Open Subtitles | أظن أن ما قصدته (كايت) إني تحدثت مع فتاة لطيفة عبر الأنترنت ذات مرة |
- Sonunda hoş bir kızla geldin eve. | Open Subtitles | . -جلبتُ للمنزل فتاة لطيفة |