Benden hoşlanmadılar, Nan. | Open Subtitles | إنهم لا يحبونني ، نان |
Sanırım benden hoşlanmadılar! | Open Subtitles | لا اعتقد انهم يحبونني |
Sanırım dosyanın içindekinden pek hoşlanmadılar. | Open Subtitles | أعتقد بأنه لم يعجبهم ما كان في الملف |
Cevapları araştırmaya başladı. Bundan hoşlanmadılar. | Open Subtitles | جعلت المدير (بي سي) يشك في نفسه لقد بدأ في البحث أن إجابات، لم يعجبهم ذلك |
Emir verilmekten hoşlanmadılar. | Open Subtitles | إنهم لا يحبون أن يملي عليهم أحد ما يجب فعله |
- Alex Joseph gibi adamlar, Kellogg ve Kirk gibi beyazlara satmaya başlayınca bundan hoşlanmadılar. | Open Subtitles | رجل مثل أليكس جوزيف بدأ ببيعها للبيض إنهم لا يحبون ذلك |
Orada benden hiç bir zaman hoşlanmadılar. Hiç bir zaman. | Open Subtitles | لم يحبوني أبداً هناك أبداً |
Meseleyi açıklığa kavuşturduğumda onların av köpeği olmayı bırakacaktım ama bundan hoşlanmadılar. | Open Subtitles | حين تم الإتفاق، لم أشأ أن أكون كلب الصيد خاصتهم فلم يرق لهم ذلك |
Benden hoşlanmadılar. | Open Subtitles | لا يحبونني |
Ailem babanla evlenmemden pek hoşlanmadılar. | Open Subtitles | -والديّ لم يعجبهم زواجى من والدك . |
Dul'un petrol sahalarını almamızdan hoşlanmadılar. | Open Subtitles | إنهم لا يحبون فكرة استيلاءنا على حقول نفط الأرملة. |
Ayrılmaktan hoşlanmadılar. | Open Subtitles | لا يحبون الإفتراق عن بعضهم |
- Hakkında duyduklarından hoşlanmadılar. | Open Subtitles | لا يحبون ما الذي سمعوه عنك. |
Yalan söyledim. Onlar benden hoşlanmadılar. | Open Subtitles | هم لم يحبوني |
Benden hoşlanmadılar. | Open Subtitles | لم يحبوني |
Bundan pek hoşlanmadılar. Bir çekiç alıp onu tutular ve bütün parmaklarını ezdiler. | Open Subtitles | لم يرق لهم الأمر، وكان معهم مطرقة، |