Baksana, beni yalıyor çünkü hoşuna gidiyor. | Open Subtitles | هل يعجبك ذلك؟ انه يلعقني لأنه يحب أن يلعقني |
Sanırım o hoşuna gidiyor. | Open Subtitles | انتى تعرفى روهان و مما ارى يبدو انه يعجبك |
Bunu yaparken beni seyretmek hoşuna gidiyor, değil mi? | Open Subtitles | أنت تحب مشاهدتى و أنا أفعل ذلك أليس كذلك |
Seni küçük domuz. Bu hoşuna gidiyor, değil mi? | Open Subtitles | أيها الخنزير أنت تستمتع بهذا، أليس كذلك ؟ |
Ona bakın! hoşuna gidiyor! Hoşuna gittiğini görmüyor musun? | Open Subtitles | أنظر إليه إنه يستمتع بذلك أترى إنه يستمتع بذلك؟ |
Kötü görünmem hoşuna mı gidiyor? İnsanların benimle dalga geçmesi hoşuna gidiyor! | Open Subtitles | أنتي تحبين أن اظهر بشكل سيء أنتي تستمعين بضحك الناس علي |
Her neyse, böyle biri olmak hoşuna gidiyor. | Open Subtitles | على كل .. يبدو أنكِ .. يبدو أنكِ يعجبك هذا الوضع |
Şimdi gördüğün hoşuna gidiyor mu? | Open Subtitles | و الآن يعجبك ما تراه, الآن تعجبك رؤيتي, صحيح؟ |
Çocuklarımızın azıtması hoşuna gidiyor çünkü onların Şeker Kasabası'nın belediye başkanı olan yavan babaları İyilik Timsali Bey gibi olmasından çok korkuyorsun. | Open Subtitles | يعجبك تمرد أولادنا لأنك قلقة أنهم يشبهون والدهم البسيط، |
Kızının motosiklet kursundaki eğitmenle takılması hoşuna gidiyor mu? | Open Subtitles | هل يعجبك.. مدرب سياقة الدراجات النارية الذي تخرج معه؟ |
Bu aslında hoşuna gidiyor, değil mi? | Open Subtitles | كانت ترتديها النساء في الخمسينيات أنت تحب ذلك , صحيح؟ |
Öyle değil. Benim kötü olmam hoşuna gidiyor. | Open Subtitles | هذا ليس ما بالأمر أنت تحب أن أكون أنا السيئة |
Gerçekten hoşuna gidiyor, değil mi? | Open Subtitles | لكن صدقني, سيكون أسوأ أكثر مما تتصور أنت تستمتع بهذا, أليس كذلك؟ |
hoşuna gidiyor gibi gözüktü, bu iyi bir şey. Sanırım o da zevk aldı. | Open Subtitles | ويبدو انه يتمتع بهذا ، وهو أمر جيد حسنا ، اعتقد انه يستمتع بذلك. |
Müzik konusunda herkesten çok bildiğini... düşünmek hoşuna gidiyor, biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنك تحبين أن تفكرين لديك المعرفه التي تفوق في الموسيقى |
Seninle tartışmak istemiyorum, beni sinirlendirmek hoşuna gidiyor! | Open Subtitles | لا أريد أن أتجادل معكِ ، أنتِ تحبي العبث معي |
E hoşuna gidiyor senin de valla. | Open Subtitles | .إنكِ تحبين ذلك , إنكِ تعلمين بأنكِ كذلك |
Kadınlara sana korkunç mesajlar bırakmaları için işkence ediyorsun çünkü hoşuna gidiyor. | Open Subtitles | انت تعذب النساء الى حد يتصلون بك ويتركون رسائل تروع,لأنك تحب هذا |
Bunu yapmak hoşuna gidiyor, değil mi? Beni acı çekerken izlemek? | Open Subtitles | أنتَ حقـّاً تستمتع بذلك ، صحيح أنّ تشاهدني أقاوم؟ |
Benimki yavaşlarken seninki hızlanıyor. Bu hoşuna gidiyor. | Open Subtitles | إنَّ دقاته تتسارع بينما أنا أموت إنك تستمتع بهذا |
Parça başına 5 sent veriyorum. Çok hoşuna gidiyor | Open Subtitles | أعطيه 5 سنتات للقطعة الواحدة, هو يحب عمل هذا |
- Ne? - Yaptığın iş hoşuna gidiyor mu? | Open Subtitles | ــ تعرفين, هل تستمتعين بالعمل هنا ؟ |
Bu salak şey hoşuna gidiyor olamaz. | Open Subtitles | لا يمكن ان تكوني تستمتعين بذلك العرض الغبي |