Seni hocalık yaparken gördüm ve bunların hiçbiri olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | رأيتك أستاذاً وأعلم أنك لست منهم |
Seni hocalık yaparken gördüm ve bunların hiçbiri olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | رأيتك أستاذاً وأعلم أنك لست منهم |
Seni hocalık yaparken gördüm ve bunların hiçbiri olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | رأيتك أستاذاً وأعلم أنك لست منهم |
O 22 yaşındakiler yüzünden hocalık yapıyorum zaten. | Open Subtitles | الطالبات الخريجات هن السبب لدخولي التدريس |
hocalık yapmaya başlayacağım. | Open Subtitles | سأبدا وظيفتي في التدريس لأول مرة. أنا... |
hocalık yaptığı için mutlu görünmeye çalışıyor. | Open Subtitles | فهو يريد أن يبدو مبتهجًا بشأن التدريس. |
-Şimdi hocalık mı yapıyor? -New York'ta. | Open Subtitles | -وأصبح الآن أستاذاً جامعياً. |
30 yıllık hocalık ve kritik araştırma, kalp cerrahisi şefi kalp nakli alanında bir lider ve çalışan kalpte kardiyovasküler ameliyatı yapan bir öncü. | Open Subtitles | ثلاثة عقود من التدريس والبحث العصيب، رئيس قسم الجراحة القلبيّة، قائد في مجال عمليّات زرع القلب، رائد في جراحة القلب والأوعية المُغلقة. |
Belki hocalık yapmayı özlediği içindir. | Open Subtitles | ربما هذا لأنه يفقتد التدريس. |
Ithaca'da hocalık yapmaman gerek. Bundan daha iyisin. | Open Subtitles | لا ينبغي عليكِ التدريس في إثاكا) أنتِ أفضل من ذلك) |
hocalık yaptığını, Whitehall'da olabileceğini. Ama burada olacağın hiç aklıma gelmezdi. | Open Subtitles | التدريس, ربما بـ(وايتهول), لكن ليس بـ(والمينجتون على البحر) |
Hayır! hocalık. | Open Subtitles | التدريس |