"hollanda'daki" - Traduction Turc en Arabe

• في هولندا

Gürültülü bir materyaldir ve eğer Hollanda'daki gibi şehre çok yakın yollar yaparsak, o zaman sessiz bir yolu daha da severiz.
إنه مادة كثيرة الضجة و إذا بنينا طرق كما في هولندا قريبة جدا من المدن، حينها سنرغب بطرق صامتة

Bu yüzden Hollanda'daki şehirlerin karakteristik özelliklerini araştırdı ve bu özelliklerin birkaçını birleştirerek böyle bir şehir oluşturdu.
فقام بعمل نوعٍ من التقصي حول ما هي خصائص المدن في هولندا والجمع بين اثنين من تلك الخصائص وهذا ما صممه.

Hollanda'daki alt bölgeleri keşfetmek üniversiteden önce yaz tatilini geçirmek için hiç de kötü değil.
استكشاف المناطق السفلية في هولندا ليست طريقة سيئة لقضاء الصيف قبل الجامعة

Sonrasında ise tutuklanacak ve cinayete teşebbüsten Hollanda'daki Uluslararası Mahkeme'de yargılanacaklar.
وبعد ذلك سيتم القبض عليهم وحاول بتهمة القتل في المحكمة الدولية في هولندا.

Ve Hollanda'daki 10.000'den fazla AED'nin yeri şimdiden gönderildi. Attığımız bir sonraki adım onun için uygulamalar bulmaktı.
وأكثر من 10،000 جهاز إيقاف الرجفان بالفعل في هولندا بالفعل قدمت. وكانت الخطوة التالية التي اتخذناها لإيجاد تطبيقات لذلك.

Uluslararası bir turnuva sırasında Hollanda'daki bir otel odasından kaçmışlar.
هرب من غرفة فندق في (هولندا) أثناء بطولة بيسبول دوليّة.

Hollanda'daki bir bankada sakat bir Amerikalı polis ne yapıyordu?
مالذي كان يفعله شرطي أمريكي مشلول في بنك في (هولندا)؟

Hollanda'daki geçen yılki Van Gogh hırsızlığı.
سرقة فان جوخ في هولندا

- Hayır, Hollanda'daki kardeşim ve gönderdiği mektup.
- أختي .. في هولندا .. الرسالة

Hollanda'daki Fransız Konsolosluğu.
"السفارة الفرنسية في (هولندا)"

Bu yılın başlarında Hollanda'daydım ve yollardaki bisiklet oranı kesinlikle şaşırtıcıydı. Hollanda'daki gezilerin %26'sı bisikletle yapılıyor. Bu da beni şöyle düşündürdü: Bunu, yemek ve bahçelere nasıl uygulayabiliriz?
قصدتُ (هولندا) في مطلع هذا العام وكنت مندهشًا للغاية من وجود هذا العدد من الدراجات على قارعة الطريق؛ 26% من الرحلات في (هولندا) تُقطع بواسطة الدراجات، وجعلني هذا أفكر: كيف نطبّق ذلك في مجال الغذاء والحدائق؟