Düşünsene Hoparlörler yüzünden yarı sağırsın ve etrafındaki insanlar coşuyor. | Open Subtitles | ،أن تصبح نصف أصم من السماعات الجميع مجنون حولك ؟ |
Yine de bu nesne, bu ürün bir takim teknoloji barıntırsa bile ki bir takım Hoparlörler, bir takım mikrofonlar, ve bazı elektronik devreler, bu nesne çok akıllı bir nesne değil. | TED | حتي إذا كان هذا الشئ حتي لو إحتوي هذا المنتج علي بعض التكنولوجيا، يحتوي علي بعض السماعات ، المكرفونات ، وبعض الأجهزه الألكترونيه، هذا الشئ ليس ذكياً جداً |
Filmler, benzer şekilde bizi ikna edebilir, seslerin çevredeki Hoparlörler yerine aktörlerin ağızlarından çıktığı gibi. | TED | الأفلام أيضا، تستطيع إقناعنا أن الصوت يخرج من أفواه الممثلين وليس من مكبرات الصوت التي حولهم. |
Hani telefon çalınca Hoparlörler vızıldar ya. | Open Subtitles | مثل عندما يرن هاتفك ويجعل مكبرات الصوت تطُن |
Üzerinde Hoparlörler var. Yüzeyinde de kameralar var. | TED | وتحتوى على سماعات بداخلها. و على كاميرات على سطحها. |
Bedava Hoparlörler, dostum! Bar için bedava Hoparlörler! | Open Subtitles | سماعات مجانية يا رجل ,سماعات مجانية للبار |
İçeridekilerin -hâlâ yaşıyorlarsa tabii- duyup talimatlarımıza uymaları için Hoparlörler kurmamı istedi. | Open Subtitles | فطلب مني تركيب مكبرات صوت حتى يُمكن لأولئك بالداخل، إذا كانوا أحياء، أن يسمعوا ويتبعوا تعليماتنا. |
Son teknoloji Hoparlörler Ve diğer ıvır zıvırları da eklemişsiniz. | Open Subtitles | لقد أضفت مكبّر صوت متقدّم تقنياً، وبعض الأشياء الجيّدة الأخرى |
Hoparlörler, burada buluşur ve ses de seni tam kalbinden vurur. | Open Subtitles | تتلاقى السماعات و تسمعين كل شئ بوضوح |
Ağaçlardaki bu Hoparlörler neyin nesi? | Open Subtitles | لماذا تلك السماعات في الأشجار؟ |
Çılgın bir şey değil mi? Sanki bas Hoparlörler kafanızın içindeymiş gibi. | Open Subtitles | وكأن السماعات تعمل داخل رأسك |
Hoparlörler ise Cadillac. | Open Subtitles | السماعات, انهم كاديلاك |
Orada Hoparlörler duyuluyor mu? Tren anonsları? | Open Subtitles | هل يمكن سماع مكبرات الصوت هناك? |
Hey, iade etmem gereken Hoparlörler var. | Open Subtitles | ... لديّهذه لديّ مكبرات الصوت هذه وعليّ إعادتها |
Gerçek güç General Tojo'nun ve Gestapo muadili Kempeitai'nin dolaplariyla ve ABD'ye karsi resmi savas bildirisini yayinlayan Hoparlörler marifetiyle ülkeyi kontrol eden bir ultra-milliyetçi grubun elindedir. | Open Subtitles | كانت القوه بين يدى الجنرال توجو ومجموعه من القوميين المتشددين اذ سيطروا على البلاد بواسطه الشرطه السريه المحليه كيم باى تاى ومن خلال مكبرات الصوت التى بثت الاعلان الرسمى لاعلان الحرب على الولايات المتحده |
Hoparlörler şuraya ve şuraya gelecek. | Open Subtitles | مكبرات الصوت هنا، وهنا. |
Her kata yeni Hoparlörler yerleştirdik. | Open Subtitles | أنزل يدك إلى الأسفل لقد قُمنا بوضع سماعات جديدة في كل طابق |
- Bunu senin için kestim. - Evin her yerinde Hoparlörler var. | Open Subtitles | حالة الفن لدينا سماعات في المنزل كله |
Özel efektler, gizli Hoparlörler. | Open Subtitles | تأثيرات خاصة سماعات مخفاة |
Kameralar, Hoparlörler... Basit bir görüşme için fazla alengirli. | Open Subtitles | كاميرات، مكبرات صوت إنها أعمال كثيرة مقابل إجتماع بسيط |
Mükemmel görünüyor, güvenilir ve hızlı kafa dayamalarında Hoparlörler var ve mükemmel yol tutuyor. | Open Subtitles | تبدو ذكية وليّنة بصورة جيدة وسريعة لديها مكبرات صوت في مساند الرأس ويمكن السيطرة عليها جيدًا |
robot köpek, gece görüş dürbünü böcek vakumlayıcı, GPS saati kayaya benzeyen Hoparlörler. | Open Subtitles | كلب آلي، نظّارات رؤية ليليّة, مُنظّف للشوائب، ساعة بنظام تحديد المواقع. مكبّر صوت على شكل صخرة. |