Beyaz Saray çalışanları içerisinde acil bir iç soruşturma başlatacağım. | Open Subtitles | سأبدأ تحقيق داخلي فوري مع موظفي البيت الأبيض |
Adalet bakanı çok sinirli, bu yüzden iç soruşturma olacaktır. | Open Subtitles | وزير العدل غاضب لذلك سيكون هناك تحقيق داخلي. |
Kapsamlı bir iç soruşturma yönetiyoruz, efendim ve olayla ilgili her kişiyle görüşüyoruz. | Open Subtitles | حسناً يا سيدي نحن نجري تحقيق داخلي شامل أجراء مقابلة مع جميع الأطراف التي لها صلة بذلك |
Şimdilik bu olayı hiç kimse bilmeyecek ve iç soruşturma başlatacağız. | Open Subtitles | في الوقت الحاضر , أريد هذا صامتاً سنبدأ تحقيقاً داخلياً ... |
Peki o zaman neden onun hakkında bir iç soruşturma yürütüyordunuz? | Open Subtitles | إذن, لماذا قمت بإجراء تحقيقاً داخلياً معها ؟ |
Benim için bir iç soruşturma yapmaya vaktin var mı? | Open Subtitles | عِنْدَكَ وقتُ لإجْراء التحقيق الداخلي لي؟ |
Nora ve İç Soruşturma, bu işi didik didik edecek. | Open Subtitles | نورا) وقسم التحقيقات الداخلية لن يدعوا) الأمر يمر مرور الكرام |
Bu, devlet düşmanlarının kimliğini belirlemek, onları uzaklaştırmak ve dava açmak için yürütülen bir iç soruşturma. | Open Subtitles | هذا تحقيق داخلي سيتم في السر للتعرف على , مسح وإحتمالية التعاون مع أعداء الولايات المتحدة |
Bilgilerin nasıl sızdığını ortaya çıkarmak için bir iç soruşturma başlatıldı. | Open Subtitles | تحقيق داخلي جاريُ... في محاولةِ للتَقْرير كَمْ المعلومات سُرّبتْ. |
İç soruşturma sonrasında bütün dava reddedildi, | Open Subtitles | - لا - تم رفض القضية بأكملها بعد تحقيق داخلي |
Teague bir süredir iç soruşturma altındaydı. | Open Subtitles | كان "تيج" في تحقيق داخلي منذ مدة |
Bir iç soruşturma vardı. | Open Subtitles | كان هنالك تحقيق داخلي |
İç soruşturma yapıyorlar ve sosyal hizmet görevlisi davama bakana kadar benimle kalacak. | Open Subtitles | لذلك سوف يفتحون تحقيقاً داخلياً و.. هي ستبقى معي إلى أن يتمكن عامل إجتماعي من مراجعة قضيتي. |
Bir iç soruşturma başlatabileceğini umuyordum. | Open Subtitles | كنت آمل أن تبدأ تحقيقاً داخلياً |
Princefield'in CEO'su Bennett Herreshoff, Naomi Walling hakkında bir iç soruşturma yürütüyormuş. | Open Subtitles | كما توقعتي بانيت هيرشوف) الرئيس) التنفيذي (للبرينس فيلد) أجرى (تحقيقاً داخلياً (لناومي والينغ |
Sırp'ın ölümü hakkındaki iç soruşturma netleşti mi? | Open Subtitles | إذًا، هل برأك التحقيق الداخلي من مقتل الصربي؟ |
İç soruşturma kayıtlarını açmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | كان عليً الإفصاح عن السجلات من التحقيق الداخلي كيف عرفت أنه كان هناك صلة |
Dedim ya bu iç soruşturma. | Open Subtitles | أخبرتُك هو كَانَ التحقيق الداخلي. |