Belki artık tadı çoraplarımınki gibi olmayan bir şey içebiliriz. | Open Subtitles | ربما يمكننا الآن أن نشرب شيئاً طعمه ليس كطعم جواربى |
Çok az kaldı. Radyatörde biraz var onu içebiliriz. | Open Subtitles | القليل في زجاجتنا، وهناك بعض الماء في المشعاع يمكننا أن نشرب منه |
Buradan başka bir yerde. Kahve içebiliriz. | Open Subtitles | ربما يمكننا شرب قهوة، أو شيد من هذا القبيل. |
Nasıl olsa beleş. Tabii ki arada sırada birlikte bira içebiliriz. | Open Subtitles | نعم، بالتأكيد يمكننا احتساء الجعة في وقتٍ ما، فنحن صديقان |
Belki kahve içebiliriz diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | حسنا، فكرت ربما يمكننا تناول القهوة معاً. |
O zaman tamam. Kahve içebiliriz. | Open Subtitles | حسناً ، إذن يمكن شرب قدح من القهوة |
Eğer bana şimdi söz verirsen hayatımızdaki... değişikliklere içebiliriz | Open Subtitles | اذاً , لو أنك و عدتنى الآن أَنَكَ جاد يمكننا الشرب لنصنع تغييراً |
Hey, ağaç evimde çay içebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا أن نحتسي الشاي في بيتي فوق الشجرة |
Bir kahve içebiliriz... ya da akşam yemeği yer misiniz? | Open Subtitles | يمكننا ان نشرب القهوة او أو هل تتناولين العشاء؟ |
Bak, eğer şimdi biraz vaktin varsa... gidip birlikte bir şeyler içebiliriz. | Open Subtitles | اسمع إن كنت متفرغا لبعض الوقت يمكننا أن نشرب القهوة معا |
Muhtemelen bu akşam meşgulsündür ama yine de öğleden sonra bir kahve içebiliriz diye düşündüm. | Open Subtitles | أعرف أنك مشغول الليلة ولكن ربما يمكننا أن نشرب القهوة سويا عند الظهيرة |
Kutlayacak bir şeyimiz olduğuna göre, içebiliriz. | Open Subtitles | بم أن لدينا ما نحتفل به يمكننا أن نشرب القليل |
- Sağ ol. Kutlamamız gereken bir şey olduğuna göre, bir yudum içki içebiliriz. | Open Subtitles | بم أن لدينا ما نحتفل به يمكننا أن نشرب القليل |
Artık meydanda çalıştığına göre, istersen sabahları kahve falan içebiliriz. | Open Subtitles | كنت أعتقد إذا كنت تعملين فى الميدان الآن إذا أردت ذلك يمكننا أن نشرب القهوة أو شئ ما فى الصباح |
- Ya da biraz su içebiliriz. | Open Subtitles | أو ممكن أن نشرب بعض الماء نعم ، لنفعل هذا |
Ama kaynamış su içebiliriz. | Open Subtitles | لكن يمكننا شرب المغلي. |
Zamanınız varsa çay içebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا شرب الشاي إن أردت |
- Onların kanını içebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا شرب دمائهم |
Yakınlardaydım. Bir şeyler içebiliriz diye düşündüm. | Open Subtitles | لقد كنت قريبة وفكرت في أنه يمكننا احتساء شراب |
Şey, yine de şampanya içebiliriz, değil mi? | Open Subtitles | مازال يمكننا احتساء الخمر , صحيح؟ |
Aslında kahve içebiliriz diye düşünüyordum. - Laboratuardan önce zaman öldürürdük. | Open Subtitles | أعتقد أنه يمكننا تناول القهوة ونضيع بعض الوقت قبل الذهاب إلي المختبر |
Bir yerlerde oturup, kahve falan içebiliriz. | Open Subtitles | ربما يمكننا تناول قدح من القهوة أو شيء ما؟ |
- Çişimizi içebiliriz. | Open Subtitles | - نحن يمكن شرب شخ لدينا . |
Sonra da bir şeyler içebiliriz. İlk yemek yiyelim, açlıktan ölüyorum. | Open Subtitles | يمكننا الشرب فيما بعد , دعونا نأكل أولا أنا جوعان |
Utah'ta pek kimseyi tanımıyorum belki sen ve ben bu gece bir şeyler içebiliriz. | Open Subtitles | اسمعي، أنا لا أعلم أشخاص من يوتاه فظننت أننا يمكننا أن نحتسي الشراب سوياً الليلة |
Demliğim var. Çay içebiliriz ya da... Yarın konusunda çok gerginim. | Open Subtitles | لدي شاي , من الممكن ان نشرب شاي أن متوتره بشأن الغد |