"içeriğin" - Traduction Turc en Arabe

    • المحتوى
        
    Bu sebeple, bütün bunlar, içeriğin yaratılması, uygunluğu ve temel insan ifadesindedir. TED إذاً فكل ذلك في إنشاء المحتوى ، ذا الصلة، تعبيرات بشرية أساسية.
    Süslü grafiklerin içeriğin ciddiyetini azalttığına dair bir yargı var. TED هناك اشارات ضمنية بان الرسومات التزينية تقلل من جدية المحتوى
    Bu verilerden son bir örnek daha vermek istiyorum. Bazen, içeriğin bir parçası gerçekten de çok özel ve önemlidir. TED مثال اخير من هذه البيانات: احيانا يكون جزء من المحتوى هو المميز
    MM: Dijital içeriğin bir başka fiziksel bir şey ile birleştirilmesi aura olarak isimlendiriliyor ve konuşma boyunca bu terimi kullanacağım. TED م.م. : وربط المحتوى الرقمي بشيءٍ ما محسوس هو مانطلق عليه aura أو الهالة ، و سأستخدم هذا المصطلح أثناء حديثي.
    Evet, radikal içeriğin internette yayılması gibi gerçek bir problem var. TED نعم , هنالك مشكلة حقيقية في المحتوى المتشدد الذي ينتشر في جميع أنحاء شبكة الانترنت
    Bu piyasada para, içeriğin kendisi hâline geldi. TED في هذا المجال، أصبحت العملة هي المحتوى نفسه.
    Veri çiftlerini anlattım. Sadece numaraları. İçeriğin ne önemi var, öyle değil mi? Open Subtitles إنه مجرد ربط بين البيانات، المحتوى ليس متعلقاً كثيرً بالموضوع أليس كذلك؟
    Temelde, örneğin, içeriği kaç kişinin izlediğine bakarak ölçümlemek yerine, içeriğin ortak özelliklerine bakmak bize daha temel bir veri sunuyor. TED ، هكذا ، في الاساس، ، عوضا عن، على سبيل المثال، قياس المحتوى معتمدا علي عدد المشاهدين، يعطينا هذا البيانات الرئيسية للنظر الى خصائص الارتباط والمشاركة للمحتوى.
    Bu çok önemli, çok kişisel olmayan bir zaman tasarımıydı... ...ve anlatmak istediğimiz, ambalaj ve paketin değil,... ...içeriğin önemli olduğudur. TED فهي عالية الشأن، وأنه كان وقتا غير شخصي جدا في التصميم وأردنا أن نقول،أن المحتوى هو المهم، ، وليس التغليف، ولا العرض النهائي.
    Bir Cumartesi öğleden sonrası sıkça sorulan sorular için olan içeriğin çoğunu toplamayı başardılar, ama bundan da önemlisi vatandaşların hükûmetlerine katkıda bulunması için bir yol sağladılar. TED في أحد أيام السبت ظهرا، كانوا قادرين على ملء معظم المحتوى بالنسبة لمعظم الأسئلة المطروحة بشكل متكرر، ولكن الأهم من ذلك، أنهم خلقوا طريقة جديدة للمواطنين للمشاركة في هذه الحكومة.
    İlk olarak kolluk kuvvetlerinin yeni kurbanları daha hızlı teşhis etmelerine, istismarı durdurmaya ve bu içeriğin üretilmesine son vermeye yardım ediyoruz. TED الأول مع قوات تطبيق القانون: حيث يساعدهم في التعرف على الضحايا بشكل أسرع، وإيقاف سوء المعاملة وإيقاف إنتاج هذا المحتوى.
    içeriğin öneminin gözden kesinlikle kaçmaması gerekir. TED ولكنه يفعل ذلك لأهمية المحتوى.
    Örneğin, biri tarafından yorum yapılmış bir içeriğin bağlantısını takip edelim ve bakalım o yorum nereye gidiyor, daha sonra aktif hale gelen tüm sosyal grafiğe bakalım ilk içerik ile sosyal grafik arasındaki ilişkinin sınırlarını izleyelim, çok ilginç bir yapı ortaya çıkıyor. TED فاننا، على سبيل المثال ، تعقبنا المسار لجزء من المحتوى ، التي تدفع احدهم ليعلق عليها، و من ثم نتبع اين تذهب هذه التعليقات، ، من ثم ننظر الى الرسم البياني الاجتماعي الذي نشط ثم نتبعه لنرى العلاقة بين الرسم البياني الاجتماعي و المحتوى، بنية مثيرة للاهتمام تبدا بالظهور.
    O zaman gidip bu bileşeni aramaya koyuluruz. Başkan Obama'nın birkaç hafta önce yaptığı Ulusa Sesleniş konuşması, bakın bu veri dizisinde ne bulduk, aynı oranda, bu içeriğin birleştirici özelliği gerçekten de takdire değerdi. TED فاذا رجعنا الى هذا الجزء من المحتوى، كلمة الرئيس اوباما لحزب الاتحاد و الذي كان بضعة اسابيع مضت، و انظروا الى ما وجدناه في نفس مجموعة البيانات، و في نفس المقياس، خصائص الوصل لهذا الجزء من المحتوى لافتة للنظر حقا.
    Neredeyse her üniversitede organik kimya adında bir ders vardır. Konuya ağır, işkence gibi bir giriş yapılır. Öğrenciler içeriğin yoğunluğundan bunalır. Eğer doktor, diş hekimi ya da veteriner olmak istiyorsanız bu dersi geçmek zorundasınız. TED هناك دورة تقدم في كل جامعة تقريبًا، وتسمى الكيمياء العضوية، وهي عبارة عن مقدمة مجهدة ومكثفة للموضوع، وفيض من المحتوى الذي يربك الطلبة، وعليكم أن تأخذوها إذا أردتم أن تصبحوا أطباء أو أطباء أسنان أو أطباء بيطريين.
    Bir görüşe yönelik üç hikaye anlatacağım. Bu hikayeler size, kullanıcı kaynaklı içeriğin nasıl ticarete açılacağını anlatacak. TED وسوف اخبركم ثلاثة قصص ومن ثم سأعرض عليكم " حجة " واحدة والتي سوف تريكم قليلا كيف ان "المحتوى الذي يصنع من قبل المستخدم " هو العصر الاقتصادي الجديد
    2000li yılların başlarında sosyal medyanın ve sosyal ağın gelişmesi ile birlikte, çevrimiçi ağ tamamen değişti ve etkileşimde olduğumuz içeriğin büyük çoğunluğu ortalama kullanıcılar tarafından Youtube videoları ya da blog yazıları ürün eleştirileri ya da sosyal medya mesajları şeklinde hazırlanır oldu. TED ومع بزوغ الوسائط الاجتماعية والشبكات الاجتماعية في مطلع القرن 21، تغير الويب بشكل كامل إلى مكان حيث أغلب المحتوى الذي نتفاعل معه، تم وضعه من طرف أعضاء عاديين، سواء في فيديوهات اليوتيوب أو التدوينات أو تقييمات المنتجات أو منشورات الوسائط الاجتماعية.
    Bu konuda şaka yaptığımı söylemeyi çok isterdim ama eğer benim gibi gidip nostalji olsun diye "Susam Sokağı"'nın ilk birkaç bölümünün DVD'sini alırsanız, başlarken bu içeriğin çocuklar için uygun olmadığını söyleyen bir uyarıyla karşılaşırsınız. TED أتمنى أن أقول أني أمزح، لكنكم إذا اشتريتم الحلقات الأولى من "شارع السمسم" على DVD، كما فعلت في لحظة حنين، ستجدون تحذيرًا في بداية الحلقات يقول أن المحتوى ليس مناسبًا للأطفال.
    Doğrusu, insanlar kötü tasarımları çok etkin kullanır hale gelebiliyorlar. Değişiklik uzun vadede onlar için daha iyi olsa da ilk anda büyük bir hayal kırıklığı yaratabiliyor. Özellikle de içeriğin kullanıcı tarafından üretildiği platformlarda bunu görüyoruz. Çünkü insanlar, haklı olarak, ürünü daha çok sahipleniyorlar. TED الحقيقة هي، يمكن أن يصبح الناس فعالين جدًا في استخدام تصميم سيء، وكذلك حتى لو كان التغيير جيدا لهم على المدى البعيد، لا يزال هذا محبطًا بصورة لا تصدق حين يحدث، وهذا صحيح بشكل خاص مع منصات المحتوى المقدم من المستخدمين، لأن الناس يستطيعون، ومن حقهم، المطالبة بحق الملكية.
    İçeriğin çeşitliliği harika olan şey. TED تكمن الروعة في تنوع المحتوى.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus