O içeri girdiği sırada, tetikçi pencereden kaçmış. | Open Subtitles | بحلول وقت دخوله كان المطلق قد فرّ من النافضة |
Yani içeri girdiği zaman ki kadar hasta ruhlu biri olarak dışarı çıktı. | Open Subtitles | اذن فقد خرج بقدر ما كان مريضا عند دخوله |
Kapıdan içeri girdiği an hissettim. | Open Subtitles | -أحسستُ بذلك ساعة دخوله الحانة |
Ama geri dönüp baktığımda, o inek görünümlü kız, City Lights'tan içeri girdiği anda, benim de seçme şansım yoktu ve kafamdaki ses "Ne yaparsan yap bu kızın numarasını almadan bırakma" demişti. | Open Subtitles | لكن عندما أعود بذاكرتي إلى الوراء لا أتذكر أنني كان لدي خيار أيضاً عندما دخلت هذه الفتاة الغريبة "إلى "سيتي لايتس |
Ama geri dönüp baktığımda, o inek görünümlü kız, City Lights'tan içeri girdiği anda, benim de seçme şansım yoktu ve kafamdaki ses "Ne yaparsan yap bu kızın numarasını almadan bırakma" demişti. | Open Subtitles | لكن عندما أعود بذاكرتي إلى الوراء لا أتذكر أنني كان لدي خيار أيضاً عندما دخلت هذه الفتاة الغريبة "إلى "سيتي لايتس |
Demek istediğim, sopa içeri girdiği gibi. | Open Subtitles | أعني ؛ العصا هي كيفية دخوله |