Eski karın olmasa içgüdün ne derdi? | Open Subtitles | إذا لم تكن هذه زوجتك السابقة، ماذا سيخبرك حدسك في هذا الوقت؟ |
Frederich, eğer içgüdün doğru ise, ki pek bundan epeyce şüpheliyim her işe burnunu sokan pansiyonerlerin; ya da hırslı küçük şeriflerin etrafı koklamasını istemiyorum. | Open Subtitles | فردريك اذا كان حدسك صحيحا فـ فأنا أشك بدرجة كبيرة فأنا لا أريد أن يكون لدي أي نزلاء فضوليون أو عمداء صغار طموحون يشمشمون في الأنحاء |
Bak, Jon birinci içgüdün bize yalan söylemek olacaktır. | Open Subtitles | اصغي جيدا جون غريزتك الاولى ستدفعك للكذب علينا |
Onların yerine ilk içgüdün mağarayı aramak oldu. | Open Subtitles | بدلا من ذلك، غريزتك الأولى كانت طلب الكهف |
Bir babasın ve hayatta kalma içgüdün çocuklarına kadar uzanıyor. | Open Subtitles | إنّك والد الذي يملك غريزة النجاة التي تمتد إلى أطفالك. |
Hep böyle bir durumda, Cesurca davranacağını düşünürsün Fakat gerçekle yüzleşince, Hayatta kalma içgüdün, geri tepiyor. | Open Subtitles | يعتقد المرء دائماً أنه سيكون شجاعا بموقف كهذا ولكن عندما يحدث فعلاً فإن غريزة البقاء تطغى |
İçgüdün uzaklaşmak üzerine kurulu. | Open Subtitles | إنَّ غريزتكِ ترغب بإبعاد القدرة. لا تفعلي هذا |
İşin püf noktası eleme metodunu kullanmak ve birçok kere deneyip yanılmakla doğru parçalara odaklanmayı öğrenmek. Ne kadar bulmaca çözersen, yeterli bilgi olduğunda, çıkarım yapma içgüdün o kadar gelişmiş olacak. | TED | جزء من الخدعة أن تستخدم عملية الاستبعاد والكثير من التجربة والخطأ للحصول على النتيجة الصحيحة وكلما حللت المزيد من الأحاجي المنطقية، سيصبح حدسك أفضل لمعرفة أين ومتى تكون هناك معلومات كافية لتتوصل إلى استنتاج ما. |
Hadi Gibbs, o meşhur içgüdün ne söylüyor sana? | Open Subtitles | بربّك يا (غيبس) بماذا يخبرك حدسك المشهور؟ |
İçgüdün sana bir şey söylüyor mu? | Open Subtitles | هل يخبرك حدسك بشيء؟ |
İçgüdün ne derse desin sen de yanılabilirsin Jethro. | Open Subtitles | أنت لست معصوماً يا (غيثرو) لا يهم ما الذي يخبرك به حدسك |
-Evet, içgüdün. | Open Subtitles | -نعم، حدسك |
Yeme içgüdün, kazanma içgüdünden daha güçlü. | Open Subtitles | غريزتك فى الأكل أقوى من غريزتك لكى تفوز |
Arayıcı içgüdün seni o çocuğa götürmüştü. | Open Subtitles | .غريزتك كباحث. قادتك إلى الولد |
Şimdi içgüdün elini kutudan çektirmeye çalışacak. | Open Subtitles | غريزتك ستخرج يدك من الصندوق |
Bu senin hayatta kalma içgüdün. | Open Subtitles | بل غريزتك في العيش |
İlk içgüdün, insanlara yardım etmek üzerineydi. | Open Subtitles | غريزتك الأولى هي أن (تساعدي الناس يا (جاين |
Bir anda savaşma içgüdün devreye girdi. "Carl oldun." | Open Subtitles | فجاه ظهرت عندك غريزة القتال , هذه هي اللامبالاة |
Seni burada sadece kendini koruma içgüdün olduğu için tutuyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أبقيك هنا لأنك فقط لديك غريزة كافية نحوالحفاظ على الذات |
Olay şu, karanlıkta yürürken cevabını bilmesen de nasıl ilerleyeceğine dair bir içgüdün vardır. | Open Subtitles | المغزى هو عندما كنت تمشي في الظلام كنت لا تعرف الإجابة ولكن لديك غريزة لكيفية المضي قدماً |
Karanlıkta yürürken cevabını bilmesen de nasıl ilerleyeceğine dair bir içgüdün vardır. | Open Subtitles | عندما تمشي في الظلام, فأنت لا ترى الطريق ولكن لديك غريزة لكيفية المضي قدماً |