"için öyle" - Traduction Turc en Arabe

    • كذلك بالنسبة
        
    • ليس بالنسبة
        
    • هذا بالنسبة
        
    • كذلك بالنسبه
        
    • هذا لأنكِ
        
    • هذا لأنه
        
    • ذلك لأنك
        
    • ذلك لأنه
        
    • بالنسبة ل
        
    • هذا لأن
        
    • يحصل في سبيل
        
    • حقيقي بالنسبة
        
    Benim için öyle. Bu eve gelmemin ve işi, hayalet yazarlığı almamın sebebi. Open Subtitles هي كذلك بالنسبة لي لهذا جئت إلى هذا المنزل لهذا أخذت هذه الوظيفة.
    Belki sizin için öyle ama benim için değil. Open Subtitles ربما يكون حلما بالنسبة لك لكنه ليس كذلك بالنسبة لي
    Evet, ama senin için öyle değil, William. Open Subtitles نعم ، و لكنها ليست كذلك بالنسبة لك ، ويليام
    Senin için olmayabilir, ama benim için öyle. Open Subtitles ـ ربما ليس بالنسبة لكِ لكن أنها كذلك بالنسبة لي
    Senin için öyle. Benim için çok daha fazla oldu. Open Subtitles هذا بالنسبة لك، أما بالنسبة لي .فإن المدة أطول بكثير
    Önemli biri gibi duruyor. - Benim için öyle. Open Subtitles يبدو مهماً هو كذلك بالنسبه لى
    Başkan'ı çok sevdiğiniz için öyle yaptınız. Open Subtitles أنتِ فعلتي هذا لأنكِ تُحبّي الرئيس كثيراً
    Tehlikeli olduğu için öyle. Hayatımda tehlike yaşamadım. Open Subtitles أحب هذا لأنه خطير وأنا لم أتعرض للخطر فى حياتى
    - Öyle! - Sizin için öyle. Harika bir hafta sonu geçireceksiniz. Open Subtitles هو كذلك بالنسبة لكما ستمضيان عطلة اسبوع رائعة
    Yani, bizim için öyle değildir. Belki, onda daha iyi çalışıyordur. Open Subtitles حسناً , إنها لا تعمل كذلك بالنسبة لنا ربما هو يمتلك شيء أفضل
    Erkeklerin kaybedecek bir şeyi yok ama kadınlar için öyle değil. Open Subtitles على الرغم من أن الرجال ليس لديهم مايخسرونه ولكن الامر ليس كذلك بالنسبة للنساء
    Çünkü sen en büyük zayıflığımsın. Korkarım ben de senin için öyle olacağım. Open Subtitles لأنّكَ نقطة ضعفي الأعظم، وأخشى أنّ أكون كذلك بالنسبة إليكَ.
    Benim için öyle değil. Open Subtitles . ربما بالنسبة لك , لكنه ليس كذلك بالنسبة لي
    Dün otobüse bomba koyan adam için öyle değil. Open Subtitles ليس بالنسبة للرجل الذى وضع القنبلة على الحافلة بالامس
    Belki senin için öyle ama benim için her şey demek. Open Subtitles ربما ليس بالنسبة لك لكنها كل شيء بالنسبة إليّ
    Senin için öyle olabilir ama benim için... Tüh, şu hâle bak. Kusura bakma kanka. Open Subtitles ـ هذا بالنسبة لك, وربما ليس كذلك, لكن بالنسبة لي ـ انظر لذلك, آسف, يا صديقي
    Benim için öyle. Open Subtitles إنها كذلك بالنسبه لي
    Sadece kafanı yasladığın için öyle mankafa. Open Subtitles هذا لأنكِ تسندين رأسكِ ايتها الحمقاء
    Hiç kimse buraya gelip suratımıza silah doğrultacak kadar deli olmadığı için öyle. Open Subtitles هذا لأنه لا أحد مجنون بما فيه الكفاية ليأتي هنا ويجلب الفوضى من هذا القبيل
    Ne yapacağımı söylemek hoşuna gidiyor. Söz dinlemeyi iyi becerdiğin için öyle. Open Subtitles إنكِ تستمتعين بإصدار الأوامر لي- ذلك لأنك مطيع-
    Peşimde değiller. İnandırıcılık kazandırdığı için öyle söylüyorum. Open Subtitles لا تلاحقني، أنا أقول ذلك لأنه يمنح كلامي مصداقية.
    Time Dergisi'ndeki editörüm neyle ilgili bir haber yaptığımı öğrendiği ve makalenin içine ettiği için öyle oldu. Open Subtitles هذا لأن عندما محررى في مجلة التايم أكتشف ما كنت سأبلغه فى هذه المقالة فذبح المقالة
    Fakat babamı korumak için öyle olmadığını söylemek zorunda kaldım. Open Subtitles فقط كان علي قول أنه لم يحصل في سبيل حماية أبي.
    Bu gerçek değil. Benim için öyle. Open Subtitles هذا ليس حقيقياً - هو حقيقي بالنسبة لي -

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus