Sevdiğim insanı korumak için aşırıya kaçtıysam, bunun için özür dilemeyeceğim. | Open Subtitles | لن أعتذر عن مبالغتي لحماية الشخص الذي أحب |
Bu odaya gelene kadar maruz kaldığınız zorluklar için özür dilemeyeceğim çünkü tüm o baskılar ve acılar gerekliydi. | Open Subtitles | لن أعتذر عن المصاعب التي عانيتم منها للوصول إلى هذه الغرفة. الضغوط والآلام كانت ضرورية. |
O gemideki insanları önemsiyorum, ...bunun için özür dilemeyeceğim. | Open Subtitles | أنا أهتم بهؤلاء القوم على هذه السفينه لن أعتذر عن هذا |
Anne, ben özür dileyemem. Bunun için özür dilemeyeceğim. | Open Subtitles | أمّي، لا أستطيع الاعتذار لن أعتذر على هذا |
Dana, dünyadan biraz adalet... beklediğim için özür dilemeyeceğim. | Open Subtitles | دانا , أنا لن أعتذر لكي أترقب القليل من الإنصاف من العالم هذا كل شيء |
Ama aldığım kararlar için... özür dilemeyeceğim. | Open Subtitles | ولكن لن اعتذر عن القرار الذي اتخذته |
Orada oturup bu durumdan sıyrılmasına seyirci kalamazdım. Onun ölmesini istediğim için özür dilemeyeceğim. | Open Subtitles | لم أقوَ على الفرجة ورؤيته يفلت بذلك، ولن أعتذر عن رغبتي بموته |
Bakın, onu sevdiğim için özür dilemeyeceğim, tamam mı? | Open Subtitles | اسمع، لن أعتذر عن ما قادني إليه قلبي، حسناً؟ |
Bir sürü şey gördüm, bir sürü şey yaptım ama bunun için özür dilemeyeceğim çünkü altın musluğum var, haftanın her günü için bir şapkam var ve eğer istersem öğlen yemeğinde et burginyon yiyebiliyorum. | Open Subtitles | المئات منهم. ولقد رأيت أشياء وفعلت أشياء، ولا أعتذر عن هذا |
Hatalar yaptığımı söylüyorum ama kızımı koruduğum için özür dilemeyeceğim, tamam mı? | Open Subtitles | أعتقد أن ما أقوله هو أني سأرتكب بعض الأخطاء لكني لن أعتذر عن حماية إبنتي، حسنا؟ |
Caitlyn Jenner'ın kahraman olmadığını söylediğim için özür dilemeyeceğim. | Open Subtitles | أنا لن أعتذر عن قولي بأن كتلين جينر ليست بطلة |
Senin için endişeleneceğim ve bunun için özür dilemeyeceğim. | Open Subtitles | سوف أراقبك وسأقلق عليكِ ولن أعتذر عن ذلك |
Yaptığım işi anlatmanın zorluğu için, özür dilemeyeceğim. | Open Subtitles | لن أعتذر عن حقيقة أن من الصعب شرحه للناس. |
Ailesi için ekmek parası kazanmaya çalışan bir anne olarak fırsat peşinde koştuğum için özür dilemeyeceğim. | Open Subtitles | لن أعتذر عن كوني أم عاملة التي يجب عليها الحصول على فرص لكي تضع الطعام على الطاولة لعائلتها |
Broşür için özür dilemeyeceğim. | Open Subtitles | الآن ، إننى لن أعتذر عن المسلك |
Aptal olduğunu düşündüğüm için özür dilemeyeceğim. | Open Subtitles | نعم، أنا لن أعتذر ... على ما أفكر به فقط لا تقل أي شيئ آخر |
Ve sana iyi davrandığım için özür dilemeyeceğim. | Open Subtitles | وأنا لن أعتذر على تعاملي الجيد معكِ. |
Tamam, başarılı olduğum için özür dilemeyeceğim. | Open Subtitles | حسناً، أنا لن أعتذر على كوني ناجحاً. |
Ona yardım etmeye çalıştığım için özür dilemeyeceğim. | Open Subtitles | انا لن اعتذر عن محاولتى مساعدة الرجل |
Ben yarattığımız şeyi korumaya inanırım. Bunun için özür dilemeyeceğim. | Open Subtitles | انا أَؤمنُ بالحِماية من الذي خَلقنَا أنا لَنْ أَعتذرَ عن ذلك |
Yogacı kız için özür dilemeyeceğim, tamam mı? | Open Subtitles | أنا لن أعتذر بسبب فتاة اليوقا, اتفقنا؟ |
Doğanın döngüsüne dahil olduğum için özür dilemeyeceğim. | Open Subtitles | وماذا يعني؟ لن اعتذر على اختيار الطبيعة لي |