Bu güzel bayanlar teleferik gezisinden kaçmak için bahane, değil mi sportmen. | Open Subtitles | هؤلاء السيدات اللطيفات عبارة عن عذر لتجنب ركوب العربات المعلقه |
Anne, beni kontrol etmek için bahane uydurmana gerek yok. | Open Subtitles | أمي أنت لا تحتاجين الى عذر لكي تأتي للاطمئنان علي |
Eğer bir şans vermemek için bahane arıyorsan, sorun değil. | Open Subtitles | اذا كنت تريدين عذرا لعدم اعطائي هذه الفرصه . حسنا |
Göt kafalı kocam, çocuklarımı elimden almak için bahane arıyor. | Open Subtitles | وزوجي السابق ، يقلقني ويبحث عن أيّ عذر ليأخذ الأطفال مني. |
Seni her aradığımda kalkıp geldiğin ve gelmen için bahane uydurduğumda beni rezil etmediğin için teşekkür ederim. | Open Subtitles | أشكرك لأنك تأتي كلما اتصلت بك ولا تجعلني أشعر بأنني حمقاء حين أبحث عن أعذار لجعلك تأتي |
Biri ne zaman para sahibi olsa birileri dava açmak için bahane arıyor. | Open Subtitles | عندما يعرف الناس أن لديك الكثير من المال يستعملون أي عذر للمقاضاة |
Hani hakkında fısıldaştığımız çocuklar, ...çocuğunu onlardan uzak tutmak için bahane ürettiğin çocuklar. | Open Subtitles | الأطفال الذين نتهامس عنهم الأطفال الذين تختلقين أعذاراً حتى لا يقتربوا من أطفالك |
Zaten bu şerefsiz içimizden birisini öldürmek için bahane arıyor. | Open Subtitles | ذلك الوغد النيّق يبحث عن عذر فقط ليصيب أحداً آخر ثانيةً |
Oradan biri en kısa zamanda bana dönecek. Ben de oradaki hanımlarla konuşmak için bahane arıyordum zaten. | Open Subtitles | أعرف شخصاً هناك يستطيع الرد علىّ بسرعة ولقد كنت أبحث عن عذر لأكلمها، على أية حال |
Bu işbirlikçi piç bana bunu yapmak için bahane arıyordu zaten. | Open Subtitles | هذا المعاون اللعين كان يبحث عن عذر ليقضي علي |
Lutz bize tekmeyi basmak için bahane arıyor. | Open Subtitles | "لاتز" يبحث عن عذر لكي يتخلصمنا. |
Ve jüride olsaydım, zavallı Ken Barnaby'ye bakarak suçlu bulmamak için bahane arardım. | Open Subtitles | و إذا كنت في هيئة المحلفين, ناظرة إلى (كين بارنبي) المسكين, سأبحث عن أي عذر لكي لا أدينه. |
Arama emrini çıkarmak için bahane bulmak. Güzel. | Open Subtitles | ،إيجاد أيّ عذر لإعادة إصدار المذكرة .جميل |
Göt kafalı kocam, çocuklarımı elimden almak için bahane arıyor. | Open Subtitles | وزوجي السابق ، يقلقني ويبحث عن أيّ عذر ليأخذ الأطفال مني. |
Evi aramak için bahane arıyorlar. | Open Subtitles | أيّ عذر للبحث |
Kısa dönemli ortaklıkları bitirmek için bahane arardı. | Open Subtitles | بحث عن أعذار لينهي شراكة قصيرة الأجل |
Noromlar seni yakalamak için bahane arıyorlar. | Open Subtitles | النورون: النورون يبحثون عن أي عذر للقبض عليك. |
Ekmek küfü projemde aldığım not yüzünden sanıyordum ama ikide bir özel olarak görüşmek için bahane arıyorlarmış. | Open Subtitles | لقد ظننت أنّه بسبب درجتي المنخفضة التي حصلت عليها لمشروعي ولكنّهم لطالما أوجدوا لأنفسهم أعذاراً |