ClA ve mafya yıllar boyunca sakallıyı gebertmek için birlikte çalıştı. | Open Subtitles | وكالة الاستخبارات المركزية والمافيا يعملون معا لسنوات في محاولة لاجتزاز اللحية |
Mon Cala'yı bütün yapmak için birlikte çalışabileceğimizi mutlaka biliyorsundur. | Open Subtitles | عملنا معا لصالح مون كالا كلهم دوكو وتامسون يريدون فقط |
Kendi söylediklerine göre İsraillilerden nefret ediyordu ama onları tanıyıp hikâyelerini öğrenerek ve barış için birlikte çalışarak bu nefretin üstesinden geldi. | TED | في حساباته الشخصية بسام كان يكره الإسرائيليين ولكن من خلال تعرف على الإسرائيليين وقصصهم والعمل معاً من أجل السلام تغلب على كراهيته. |
Ve bu durumun iyileştirilmesi için, toplumdaki kararlılık ve süreklilik için birlikte çalışmamıza izin verin. Teşekkürler. | TED | ودعونا نواصل العمل معاً للتحسين هذه الحالة، و الإستقرار والإستدامة في مجتمعنا. شكراً لكم. |
Sağlığımı başladığı noktada iyileştirebilmek için birlikte ne yapabiliriz? | TED | وما الذي يمكننا أن نفعله سوية لتحسين صحتي حيث تبدأ الصحة |
Dileklerimizin gerçekleşmesi için birlikte dua ederiz. | Open Subtitles | نحن كنّا سنصلّي سوية من أجل ان تتحقق رغباتنا |
Toprağımızı,şebeke sistemlerimizi... ...kendimizi onarmak ve... ...benimsemek için birlikte... ...çalışmaya ihtiyacımızı var. | TED | أننا بحاجة إلى العمل معا لاحتضان وإصلاح أرضنا، إصلاح انظمة سلطتنا وإصلاح أنفسنا. |
Her okumaya, bir duygu veri noktası adını veriyoruz. Sonra farklı duyguları resmetmek için birlikte harekete geçerler. | TED | ونسمي كل نقطة تم التعرف عليها بنقطة بيانات عاطفية، وبعد تمازجها معا تقدم لنا علامات عن مختلف المشاعر. |
Genişletilmiş AMBE, uyumlu bir Afrika kurumu olacaktır, mezunları kıtada barış ve ilerleme için birlikte çalışan, güçlü bir yapı oluşturacaktır. | TED | آيمز الممتد سيكون مؤسسة تماسك لكل الإفريقيين و خريجوها سيشكلون شبكة قوية يعملون معا للسلام و التقدم لكل القاره |
Çocuklar temel için taşlar getiriyor. kadınlar tuğla üretimi için su getiriyor, herkes kil zeminleri dökmek için birlikte çalışıyor. | TED | الأطفال يجلبون الحجارة للمؤسسة، النساء يجلبن الماء لصناعة الطوب، والجميع يعمل معا لقصف الأرضيات الطينية. |
"Unutulmaz zamanlar geçirmek için birlikte olmak istiyorum." | Open Subtitles | أريد لنا ان نكون معا ان نقضي لحظات لا يمكن لها ان تُمحى |
Kasabayı geçmek için birlikte çalışmamız gerekiyordu, ve çalışmamız derken, gerçekten çalışmaktan bahsediyorum. | Open Subtitles | وكان علينا العمل معا لعبور البلدة وعندما أقول العمل يعني العمل |
O odada benimle birlikte olduğu için ne kadar gurur duyduğunu söyledi ve topluluğumuzun koşullarını geliştirmek için birlikte çalışmak konusunda konuşmaya başladık. | TED | واعترف أنه كان فخوراً لأنه كان معي في تلك الغرفة، وبدأنا نتحدث عن العمل معاً لنطور وضع مجتمعنا. |
Bu, ihtiyacımız olan değişiklikleri yapmak için birlikte yapmamız gereken bir yıllık çaba. | TED | هذا جهد علي مدار العام يجب علينا أن نبذله معاً لتحقيق التغيير الذي نحتاجه. |
Yani birbirimizi iyi tanıdığımızı göz önüne alırsak... ki almalıyız, barış için birlikte çalışabiliriz. | Open Subtitles | أقصد أن بما أننا إجتمعنا فيمكننا معاً أن نحقق السلام |
Lauren ve Sam arkadaştı. Onları kampa gitmeleri için birlikte uçağa bindirdik ve onları kaybettik. | Open Subtitles | ابنتك وسام كانا أصدقاء وضعناهم معاً على الطائرة |
Ya da belki onu ortadan kaldırmak için birlikte işe yarayabilir, kendiniz yaşıyorsanız ne kadar sorun olarak görülmeye. | Open Subtitles | أو ربما يجب أن نعمل معاً كي نقصيه بما ان لديك مشكلة كبيرة بفعل هذا لوحدك |
Şimdi, size ortak düşmanımızı yenmek için birlikte çalışmayı öneriyorum. | Open Subtitles | الآن,أنا أقترح أن نعمل معاً لنهزم عدونا المشترك |
İnsanların özel yaşamlarını ve özgürlüklerini koruma hareketi ciddi bir ivme kazandı Bugün, dünyanın her yerinden, onlarca proje, özel yaşamımızı korumak için birlikte çalışıyor. | TED | تشهد الحركة حماية خصوصية الناس وحريتهم على الإنترنت انتشارا وتوسعا. توجد اليوم العشرات من هذه المشاريع في جميع أنحاء العالم. و التي تسعى لتحسين الخصوصية وفرضها. |
Fakat havamızın kalitesini çok daha saydam yapabilir ve eğer kendi sağlıklarını iyileştirmek için insanları harekete geçmeye teşvik edebilirsek o halde kirliliğe bir son vermek için birlikte eyleme geçebiliriz. | TED | ولكن باستطاعتها جعل نوعية هوائنا أكثر صفاءً. وإن استطعنا تشجيع الناس على إقدام خطوة لتحسين صحّتهم، عندها نستطيع أن نعمل سوياً على وضع حد للتلوث. |
Ve bilim ve ekonomi alanında karşı karşıya olduğumuz bazı problemler o kadar geniş ve karmaşık ki onları çözmek için birlikte çalışan insan ordularına ihtiyacımız var. | TED | والمشكلة التي نواجها اليوم في حقول العلوم و الاقتصاد هي واسعة جداً و متشعبة ونحتاج لجيوش من البشر لكي تتحد سوية من أجل حلها بالعمل معا. |
Fakat Jimmy için birlikte kaldık. | Open Subtitles | لكنّنا بقينا سوية من أجل جيمي |