Toprağın bir kısmını tavan arasına koymak için izin istedi. | Open Subtitles | طلب الإذن للتخلص من بعض أتربة الحفر فى غرفتنا العلوية |
Bizim tavan arasına biraz toprak koymak için izin istiyor. | Open Subtitles | طلب الإذن للتخلص من بعض أتربة الحفر فى غرفتنا العلوية |
Kontrol merkezi, yükü planlandığından önce atmak için izin istiyoruz. | Open Subtitles | مكتب التحكم ، أطلب الإذن بوضع التموين قبل الموعد المحدد |
FBI'dan oradaki kabile toprakları girmek için izin almak aylar alır. | Open Subtitles | الحصول على تصريح من المباحث الفيدرالية لدخول أرض قبلية يستغرق أشهراً. |
Bugünlerde şehirde pek sevilmiyorum ama Dedektif West ve kızı seni buraya, stabilize edebileceğimiz yere getirmem için izin verdi. | Open Subtitles | كى يسجله جهاز قياس النبض. حالياً, لست الشخص الاكثر شهرة فى المدينة. و لكن المحقق "ويست" و ابنته اعطونى الاذن |
Görüyorsunuz, bir patronu vurmak için izin almak kolay değil. | Open Subtitles | ترى فإنه ليس من السهل الحصول على إذن لاجتز الزعيم |
Biscuit Dergisi'ne senin hakkında bir makale yazmam için izin verir misin? | Open Subtitles | كنتُ أتسائل إذا ماكان بإمكانكَ السماح لي بكتابة مقالة عنكَ لمجلة "بيسكت" |
Toprağın bir kısmını tavan arasına koymak için izin istedi. | Open Subtitles | طلب الإذن للتخلص من بعض أتربة الحفر فى غرفتنا العلوية |
Onu batırmak için izin istiyorum efendim. Durun! Boş verin! | Open Subtitles | جبل جليدي أطلب الإذن بمغادرة السفينة يا سيدي هيا إهربوا |
Bunun üzerine Persephone, geri dönmesi koşuluyla, canlıların dünyasına gitmesi ve karısı Merope'yi cezalandırması için izin verdi. | TED | فأعطته بيرسيفون الإذن بالعودة إلى عالم الحياة ومعاقبة ميروبي، بشرط أن يعود بعد أن ينتهي. |
Ona kendi dininin kutsal ayinlerini yapması için izin verdim | Open Subtitles | لقد منحتها الإذن لإقامة طقوس دينها المقدسة |
Yani eğer gecikme sürecekse indirme bölgelerimizi değiştirmek için izin istiyorum. | Open Subtitles | حسنا إذا كان هناك اي تأجيل جديد .أطلب الإذن لإقتراح مناطق إنزال جديدة |
Geri çekilip kasaba dışında toplanmak için izin istiyor. | Open Subtitles | ميجور لانس أرسلني لأحاول الإتصال بك يا سيدي يريد الإذن بالإنسحاب و إعادة تنظيم الصفوف خارج المدينة |
Buna rağmen, Archie bunu yapmak için izin almayı başardı. | TED | ولكن "أرشي كوشران" استطاع ان يحصل على تصريح للقيام بذلك |
Kaptan Pinzon, sizinle görüşmek için izin istiyor. | Open Subtitles | القبطان بنزون يطلب الاذن على ظهر السفينة |
Bir sonraki adımımız akut lösemili çocukların tedavisi için izin almaktı. Bu, çocuklarda en sık rastlanan kanser türü. | TED | وكانت خطوتنا التالية هي الحصول على إذن لعلاج الأطفال المصابين بسرطان الدم الحاد، أكثر أشكال السرطان انتشارا بين الأطفال. |
Savunma Bakanlığı'ndan Fiji'yi batırmak için yapılan komployu araştırmak için izin almaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أحاول جعل وزارة الدفاع السماح لي 'في اللجوء الى مكيدة لإغراق 'فيجي. |
Böldüğüm için üzgünüm ama onu soruşturmak için izin aldınız mı? | Open Subtitles | أعتذرُ عن المقاطعة. متى حصلتُم على إذنٍ للتحقيق معه؟ |
Kıskanç kocadan örnek almak için izin çıkartmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أعمل على مذكرة للحصول عينة من زوج غيور. |
Yarın ofisimizde kızınızı ziyaret etmeniz için izin çıktı. | Open Subtitles | تم الموافقة على طلب زيارة ابنتك غدا عند مكتبنا |
Rocky, Peder Connelly seni görmek için izin aldı. | Open Subtitles | روكى، الأب كونولى إستلم الرخصة التي ستكون معك |
Savcıdan yeni bir kamera için izin isteyelim hatta telefonu bulursak dinleme de yapabiliriz. | Open Subtitles | نطلب من المدّعي العام أن يسمح لنا بوضع أجهزة تنصّت ربّما حتى نتنصّت على هاتفهم إن استطعنا |
Flack, depodaki kutuları aramak için izin çıkarmaya çalış. | Open Subtitles | حاول أن تحصل لنا على مذكرة لتفتيش تلك الصناديق في المخزن |
Rehineyi yemek için izin aldın mı? | Open Subtitles | هاى ، هل لديك تصريح لأكل الرهينة ؟ |
Bana bakışından, senin ya da bölümün bunun için izin almadığınızı çıkarıyorum. | Open Subtitles | أفترض، الطريقة التي تنظر بها لي، بأنّك لم تحصل على تفويض لهذا، |
Üç ay önce, şirket sonunda akiferi kullanmak için izin aldı. | Open Subtitles | قبل ثلاثة أشهر ، حصلت الشركة أخيراً على رخصة لاستثمار المكمن المائي |
Senin için izin almaya çalıştım, ama annen işi yokuşa sürdü. | Open Subtitles | حاولت ان احصل لك على اذن بالخروج لزيارته ولكن والدتك رفضت |