Evet, evet buldum. Bence senin için mükemmel. | Open Subtitles | نعم ، نعم ، فعلت أعتقد أنه مثالي بالنسبة لكِ |
Bu birlikte biraz vakit geçirmemiz için mükemmel bir fırsattı. | Open Subtitles | وكانت هذه فرصة مثالية بالنسبة لنا لقضاء بعض الوقت معا. |
Bir mantarın büyümesi için mükemmel bir ortam. | Open Subtitles | وهو المكان المثالي ل تنمو الفطريات. |
Sen de yanlış bir şekilde zan altında bırakılmış biri olarak bu proje de imajını iyileştirmeye başlamak için mükemmel bir yer. | Open Subtitles | وكونك كرجل مُتهم في جريمة قتل هذا المؤتمر هو المكان المثالي بالنسبة لك لبدء إعادة تأهيل صورتك |
Belki de bu daha şefkatli ve yardımsever bir birey ve daha iyi bir sevgili olman için mükemmel bir fırsattır. | Open Subtitles | لكن ربما تكون هذه الفرصة المثالية لك لتصبح صديقاً افضل حنون بكثرة.وفرد حريص عليها |
Sessiz, kayıt dışı, buz gibi bir yabancı casus değişimi için mükemmel bir yer | Open Subtitles | تسعين ميلاَ حيث يحط الغراب شمال شرق العاصمة بيونيس آيرس مثالي لأجل الهدوء وخارج التسجيلات تبادل بارد دقيق لعملاء أجانب |
Benim için mükemmel bir şehir de ondan. New York'un Cleveland gibi olanı. | Open Subtitles | لأنها المدينة المثالية بالنسبة لي انها مثل كليفلاند نيويورك |
Hepsi yüksek lisans ve doktora dereceleri için mükemmel yerlerde. | TED | و كلهم حصلوا على الماجستير و الدكتوراة في أماكن ممتازة. |
Bu sizin için mükemmel olacaktı. | Open Subtitles | أترين هذا الواحد؟ سيكون مثالي بالنسبة لك. |
Onun için mükemmel bir tuzak hazırladım. | Open Subtitles | لقد وضعت فخ مثالي بالنسبة له من المفترض أن يكون ميتاً , اليس كذلك |
Burası ilaçlara... ve kafeslere erişebilmek için mükemmel bir yer. | Open Subtitles | إنه مكان مثالي بالنسبة له ليحصل على حق وصول للعقاقير والقفص |
Belki de insanlar için mükemmel robot, mükemmelden biraz daha eksik olandır. | TED | و ربما مثل البشر , الروبوتات التي هي اقل قليلا من المثالية ستكون مثالية بالنسبة لنا |
Bu nişan partisinin onun için mükemmel olmasını istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن تكون حفلة خطوبة مثالية بالنسبة لها |
Senin için mükemmel av, değil mi? | Open Subtitles | إنها الصيد المثالي بالنسبة لك أليس كذلك؟ |
Aslında senin için mükemmel birisini buldum sanırım. | Open Subtitles | في الواقع، أعتقد أنني وجدت شخص المثالي بالنسبة لك. |
İnan bana, dışarılarda bir yerde senin için mükemmel biri var. | Open Subtitles | صدّقْني، بمكان ما توجد المرأة المثالية لك |
- Burası yeni ofisimiz için mükemmel. | Open Subtitles | -هذا المكان مثالي لأجل مكتبنا الجديد . |
Ben onun için mükemmel kızdım. | Open Subtitles | لقد كنت الفتاة المثالية بالنسبة له |
Şahane bir gün için mükemmel bir son! | Open Subtitles | حسناً ، أليست هذه نهاية ممتازة ليوم رائع ؟ |
Benim Fas temalı partim için mükemmel. | Open Subtitles | و هي رائعة مناسبة تماماً لحفلي على الطريقة المغربية |
Pencere yok, kamera yok, kalabalık yok. Buluşmak için mükemmel bir yer. | Open Subtitles | لا نوافذ ، لا كاميرات ، لا شحود ، مكان مثالي للقاء |
Crayton'u ailesi için mükemmel bizlere bahşedilmiş çok kıymetli biri olarak hatırlayacağız. | Open Subtitles | وهكذا نحن نتذكّر (كرايتون) حول ما أنجزه من أجل عائلته، إنها هدية التي نعتبرها كنزاً. |
Bir süper kahraman için mükemmel bir yer. | Open Subtitles | مكان مثالي لمخبأ بطل خارق. |
Onun için mükemmel bir eşsin. Komik ve kurnaz insanlara bayılır. | Open Subtitles | كنتَ لتكون مثالياً بالنسبة لها إنها تحب الرجال الطريفين غريبي الأطوار |
Beş haftalık süre düşünülürse bu bir deney olarak görüp uyumluluğumuz hakkında veri toplamak için mükemmel bir fırsat değil mi? | Open Subtitles | نظرًا لفترة الخمسة أسابيع أليست هذه الفرصة الأمثل لإعتبارها تجربة ونجمع البيانات عن التوافق بيننا؟ |
Bizi kovmalarına çok sevindim, çünkü şimdi Pete için mükemmel hediyeyi bulmaya vaktimiz var. | Open Subtitles | انا سعيده لاننا طردنا الان لدينا الوقت لكي نختار الهديه المناسبه لـ بيت |