Telefonlar için, internet için milyonlarca millik kablolar, milyonlarca millik iletişim. | Open Subtitles | ملايين الكيلومترات من الكابلات، للهواتف ولشبكة الإنترنت ملايين الامتار من الاتصال |
Lee Cronin: Birçok insan yaşamın başlaması için milyonlarca yıl gerektiğini düşünüyor. | TED | لى كرونين: كثير من الناس يعتقدون أن الحياة احتاجت إلى ملايين السنين لتبدأ. |
Ama insan ırkının büyük bir çoğunluğu için milyonlarca yıl süren evrim, bağışıklık sistemine ince bir ayar vermiş durumda, öyle ki, bize karşı değil bizim için çalışıyor. | TED | ولكن بالنسبة لغالبية الجنس البشري، ملايين السنين من التطور أدت الى صقل الجهاز المناعي حيث يعمل لصالحنا، عوضاً عن ضدنا. |
Seni yeni Bilgisayar ajanımız yapmak için milyonlarca dolar harcadık. | Open Subtitles | أنفقنا الملايين من الدولارات لإعدادك و استخدامك كعميل التداخل الجديد |
Hollywood bir filmde küçük bir şehir yolunu yapmak için milyonlarca dolar harcamıştı, çünkü elle yapmak zorunda kaldılar. | TED | هوليوود ستصرف الملايين من الدولارات لصنع ممر صغير لفلم لأنهم سيضطرون إلى صنعه يدويا |
Hırsızdı, muhtemelen hırsız olmak için milyonlarca nedeni vardı. | Open Subtitles | كان سارقاً، ويوجد تقريباً مليون سبب ليتمّ إعدامه بتلك الطريقة |
İleride de seninle yemeğe çıkmak için milyonlarca bahane uydururum. | Open Subtitles | سأأتى بمليون عذر لكى نذهب للغذاء بالخارج |
Fakat olsaydı bile yine de fark etmezdi. Çünkü bir teknoloji inşa etmek için milyonlarca parçacığı tek tek bir araya getiremezdik. | TED | لكن حتى لو كانت لدينا، فلن يهم ذلك، لأنه لا يمكننا تجميع ملايين الجزيئات معاً واحدة فواحدة لبناء التكنولوجيا. |
Şu iki örnek biyo-silahlar bölümü için milyonlarca dolar değerinde. | Open Subtitles | هاتان العينتان تساويان ملايين الدولارات لقسم الآسلحة البيولجية |
Ekonomilerini çökermek için milyonlarca sahte Alman markı ve Türk lirası basmak dışında. | Open Subtitles | ماعدا طباعة ملايين العملات الالمانية وبعض العملات التركية كى نضعف اقتصادهم |
Sadece tek bir arı için milyonlarca ve milyonlarca dolar harcandı. | Open Subtitles | ملايين وملايين من الدولارات أنفقت على هذه النحلة وحدها. |
Birlikte olmamamız için milyonlarca neden sayabilirim. | Open Subtitles | ربما أستطيع أنأجد ملايين الأسباب لكي لا نكون معاً |
Doğa ana koyunu yapmak için milyonlarca yıl uğraştı. | Open Subtitles | الطبيعة استغرقت ملايين السنين لتحضير الخراف |
Bu iş için milyonlarca dolar harcandı ve görünürde hiçbirşey yok. | TED | لقد قضينا مئات الملايين من الدولارات على ذلك، ولم يظهر منه شي مذهل |
Bizim gibi insanlar, kültürümüzü paylaşan ve Birliğin bir parçası olmak için milyonlarca oğul ve kızı gönderen insanlar. | Open Subtitles | مواطنين على شاكلتنا يقاسموننا الثقافة وأرسلوا الملايين من أبنائهم وبناتهم ليكونوا جزءًا من هذه الولايات المتحدة |
Seni tutuklamaları için milyonlarca nedenleri var. | Open Subtitles | هناك الملايين من الطرق للخروج من هذا المأزق |
Fiyat değişim sınırı olarak 10£ dan 10 pense kadar yarın için milyonlarca hisse senedi satmayı taahhüt ettik. | Open Subtitles | نحن ملزمون ببيع الملايين من الأسهم في الغد في مدى سعر مابين 10 باوند إلى 10 بنس |
- Ne zamandır bunu düşünüyordum. Eve gitmem için milyonlarca, kalmam içinse tek bir sebep var. | Open Subtitles | هناك مليون سبب يجعلني أريد أن أذهب للبيت ولكن ليس لي إلا سبب واحد لأبقى |
Ve senin, bilirsin işte, yaşamak için milyonlarca nedenin var. | Open Subtitles | أتعرف, يوجد مليون سبب للعيش أراهن على ذلك |
Sana ve annene acı çektirmek için milyonlarca yol düşündüm ama hiç birisi yeterli gibi görünmedi bana. | Open Subtitles | كان يجب أن أفكر بمليون طريقة مختلفة لأجعلك أنت و والدتك تتعذبين لكن لا شيء سيء بما فيه الكفاية |
Aileni yanında tutmak için milyonlarca şey yapabilirdin ama sen hemşire olmayı seçtin çünkü çocukları seviyorsun. | Open Subtitles | كان يمكن القيام بمليون شيء ليجعل منكِ مقربة لعائلتكِ ولكنكِ أخترتِ التمريض لأنكِ تحبين الأطفال |